öüretmenlere laf atanlara bir tarafımla gülmemi sağlayan başlıktır. sanki haftada 10 saat ingilizce dersi var da bu öğretmenler kılını kıpırdatmamış. sözlük yaş ortalamasını göz önüne aldığımızda 2012 de değişen müfredatla öğrenim görmek zaten imkansızdır, 2005 te yürürlüğe giren müfredata da lise yıllarında yakalanmışlar olabilir ancak o müfredat pek etkin olmamıştı. yazarlarımızın okula devam ettiği yıllarda 'grammar translating method' ile yani grameri direk ana dile tercüme edip kuralları sıraladığınız ezberci yöntemle öğretim yapılıyordu. öğrenmeme nedenlerinden biri budur, ayrıca üniversite eğitiminde öğretmenlere verilen çocuklara ingilizce öğretmeye yönelik bir ders yoktu. 4. ve 5. sınıflara ingilizce öğretimine başlanması ise orta okulların artık ilkokullarla birlikte ilköğretim okulu adını aldığı 1997 yılında gerçekleşmiştir. ayrıca bilinir ki sırf üniversite mezunu diye bir sürü insan öğretmen yapılmıştır. şimdi gelelim öğrencilere, evet ilk taşı en masum atmalıdır. ingilizceyi ne kadar çok sevdin, ne kadar çok çalıştın, önem verdin? bunların cevabını verdikten sonra öğrenmedim de. ayrıca kardeşi, yeğeni ve kuzeni olanlar bilebilir ingilizce öğretimi 2. sınıftan başlıyor ve sadece konuşma dinleme odaklı.