haklı bir taleptir. her işin kendi koşulları içerisinde kendine göre zorlukları ve gereksinimleri vardır, diğer meslek gruplarına bakarak bunu değerlendirmek saçmalık olur. ayrıca hava yollarında çalışan işçilerin ücretlerinden çok havayollarının bu insanlar üzerinden ne kadar kar elde ettiklerine neden bakılmamaktadır anlamış değilim. hava-iş'in talepleri sadece ücretle ilgili değildir aslında, içinde seyahat eden yolcuların güvenliğine dair de talepler vardır. ama boyalı basınımız thy çalışanlarının isteklerini tam da patronların emrettiği gibi çarpıtarak yerine getirmekte her zaman ki ustalığından bir şey kaybetmediğini yine kanıtlamıştır. sağa sola demokrasi dersi veren kalemşörler, patron dernekleri ve kimi bürokratlar ele ele vererek işçilerin anayasal hakkı olan örgütlenme haklarına saldırdılar. mesela uluslararası standartı 1 saat olarak belirlenmiş bakımları 25 dk'ya indirilerek uçuş güvenliği büyük bir tehlikeye atılmış, personel sayısı arttırılmadan uçuş sayısı birbuçuk katına çıkartılmış, lufthansa'da 12 saat olan, bizde yönetmelikle 10 saate çekilmiş olan dinlenme süresini önce 8 saate sonra 6 saate çekmeye uğraşmaktadırlar. anlaşmaya varılamayan bir diğer konu ise doğrudan özelleştirme süreciyle alakalı bir taleptir. hava-iş'in sözleşmeye koymak istediği madde taşeronlaşarak işçilerin bölünmesine yol açan uygulamaların önünü almaktır. işte thy emekçileri bunun karşısında durmaktadırlar ve patronlar karlarına kar katabilmek için bu talepleri arkasına aldığı basınıyla çirkefce karalamakta ve çarpıtmaktadırlar. biliyorlar ki thy a.ş uluslararası taşımacılık yapan birçok firmanın bakımını yapmaktadır yani thy'de inecek olan şartel lufthansa ve british airways gibi şirketleri de vuracak. eh ne diyelim işte osmanlı'da oyun çok tabi, ama işçilerin bu taleplerini sadece ücret boyutuna indirgeyip karalamak ve çeşitli kampanyalar düzenlemek işçilerin kararlılığını bölmeye çalışmak malesef tutmamıştır.
