aziz yıldırım ın şike yaptığını kabul etmesi

entry17 galeri
    16777202.
  1. ezik cinconlu çemkirmesidir 2.

    --spoiler--
    aziz yıldırım'ın ağzına bakıp, o'nun her söylediğine "biat" edenleri gösteren harekettir.

    --spoiler--

    kaç yıldır cemaatin kucağından inmeyen biatçıların herkesi kendileri gibi moron sanarak biat'tan dem vurması insan aklına hakaret değil midir?

    --spoiler--
    öncelikle korkunç mantık hatası arayanlar mahkemenin gerekçeli kararına tek kelime, tek satır, tek cümle itiraz edememişlerdir, çok yiğitseniz, götünüze çok güveniyorsanız başlık orada, hadi buyurun;
    --spoiler--

    fenerbahçe o davada mahkemenin iddialarını adeta itin deliğine sokarcasına çürütmüştür.hem de pek çok komedi çıkmıştır o savunmalarda.

    mesela çantada 2 milyon dolar vardı deyip 1 resim göstermişlerdi.aynı çantayı mahkemeye getirmiştir aziz yıldırım ve bir de 2 milyon dolar getirmiştir. 2 kocaman çantada ancak gelebilmiştir 2 milyon dolar para ve o 2 milyon dolar taşıyan çantaların yanına o resimdeki çantayı koymuştur haliyle hem o 2 büyük çanta karşısında küçücük kalmıştır resimdeki çanta hem de bu yalanı delil diye ortaya sürenler küçücük kalmıtşır. böyle bir sürü kapak takılmıştır cemaatin mahkemesine.

    neticede fenerbahçenin savunmasına cevap veremeyenler özel yetkili mahkemelerin yani gülen tarikatı kontrolündeki siyasi operasyon biriminin çocuk zekasındaki iddialarını ve kararlarını savunmaları haliyle insan aklına bir başka hakarettir.

    --spoiler--
    götümüzü yırttık da anlatamadık; bak değerli kardeşim belli ki daha şikenin teşviğin ne olduğunu çözememişsin, şike dediğin şey illa a kulüp yöneticisiyle b kulüp yöneticisi arasında olmaz. a kulüp yöneticisi b kulübünün futbolcusuna "bak topçu kardeşim, al sana 100 bin dolar, bu maçta kötü oyna tamam mı canım?" derse o şike olur. yani suçtur.a kulüp yöneticisi b kulübünün futbolcusuna "bak topçu kardeşim, al sana 100 bin dolar, sen c takımına karşı iyi oyna, gol at" derse o teşvik primi olur. yani suçtur.

    peki şike kimlerle yapıldı? futbolcular, yöneticiler, teknik direktörler..
    --spoiler--

    bak götünü yırtan ergen kardeşim; şike yapılacaksa bir kulübün başkanının bilmemesi imkansızdır. bir kulüpte başkandan habersiz iş olmaz.daha da önemlisi şike 1 futbolcuyla olmaz en az 4-5 futbolcu olur bu işte ve kaleci ve defans oyuncularıdır bu futbolcular.haliyle her futbolcu bilir ki başkandan yönetimden habersiz böyle bir şikeye giriştiği anda kendi ayaklarına sıkmış olurlar.yani futbolu biraz bilen herkes bir maçta şike yapıldı mı yapılmadı mı anlar. mesela 2010-11 sezonunda hepimiz gs-ts maçında şike yapıldığını biliyoruz göz gördü.yine hepimiz şike yapmakla suçlanan fenerbahçenin tek bir maçta bile şike yapmadığını biliyoruz.zira rakiplerine karşı göbeği çatlayarak kazandı her maçı göz gördü. dolayısı ile şike yaptın mı her futbolsever bunu çakozlar hele hele o kulübedeki antrenör daha 5.dakikada çakozlar. haliylre sen 4-5 arkadaşınla şike yapacan hemde başkandan habersiz. adamın götünden kan alırlar. şikede teşvik de başkandan habersiz olmaz.

    dolayısı ile a takımı ile b takımı arasında şike anlaşması varsa b takımının başkanının bilmemesi imkansızdır. şikeden habersiz futbolcular olabilir ama başkanın haberi olmaması imkansızdır.çok zaman hocaya da bu söylenir çünkü hoca bunu anlarsa rizedeki yılmaz vural örneğindeki gibi bir ifşaata girişebilir haliyle antrenörlerde genellikle bilir.zaten antrenöre söylenmemişse asla şikeyi kabul etmeyeceği içindir.

    onun dışında bir futbolcu grubu kulüple ilgili gemileri yakmışsa bu işe tevessül eder ama bu da o yönetim ve başkan tarafından hasır altı edilmez aynen maç sonrası ifşa olur işte 2006 senesindeki malatyasporlu yabancı futbolcularla ilgili denizliden gönderilen şike parası haliyle kulüpten habersiz olduğundan ve maçta bu şike bariz anlaşıldığından gümbürtüsü kopmuş ama ispat olmadığı için sadece o 3 çek futbolcu gönderildiği ile kalmıştı.sonra o şike parasının geri kalan kısmı ödenmemiş diye zaten iyice açık açık ifşa olmuştu bu konu.

    olayı tam hatırlamayanlara hatırlatalım; denizli gs'den aldığı teşvikle kümede kalma mücadelesindeki rakibi malatyanın yabancılarını satın almış ama paranın 2. taksidini ödemediği için bu şike tüm detayları ile ortaya çıkmıştı.ama bu ortaya çıkmadan önce zaten malatya tarafı bu iddiayı hemen maç sonrası dillendirmişti.

    sonuç olarak sen fenerbahçeyi x takımla şike yapmakla suçluyorsan o x takımının başkanının bilmemesi imkansızdır. o sebeple teşebbüsten artık söz edilemez. ya yapmıştır ya yapmamıştır. mahkemenin iddiaları kadar kararları da sakattır.

    --spoiler--
    şimdi sen önce o eleştirdiğin, aptalca bulduğun mahkemenin gerekçeli kararını o süper zekanla bir boz, takip edeceğim, ondan sonra da şu sorularıma cevap ver ;

    1- uefa, uefa'nın kurumları ve cas'da mı aptalca karar aldı?
    2- hem birinci hem de ikinci etik kurulu raporunda "maç sonucuna etki etmek" fiili yazıldı mı?
    3- 6 mayıs 2012 pfdk kararları açıklanmadan 2 gün önce gece yarısı tff'nin küme düşme maddeleri neden iptal edildi?
    4- 6 mayıs 2012 pfdk kararları'nda etik kurulu'nun "maç sonucuna etki etmek" fiilleri neden "etki etmeye teşebbüs" olarak değiştirildi?
    5- 6 mayıs 2012 pfdk kararları sonrası bizzati yöneticiler ve futbolcular ceza aldı mı?
    6- namus davası olan cas davası neden geri çekildi?
    --spoiler--

    şimdi son kapaklara hazır ol;

    1- aptallıktır elbette. bu tezgahın içine uefa'yı da dahil etmişlerdir zira.romanya federasyonunca şike yaptığı yönünde karar alınan s.bükreş'e ceza vermeyip, tff tarafından aklanmış fb ve bjk'ye ceza vermesi zaten futbolun yargısını değil adli yargıyı esas aldığını gösterir. bu da kendini inkardır zira futbolun yargısı federasyon hukuk kurullarıdır diyen bizzat uefa ve fifadır bu meyanda anayasaları değiştirmiştir ülkelere.ama kendini inkar etmiştir.daha doğrusu kendini inkar etmesi sağlanmıştır.
    zira fenerbahçeyi aklayan 1. uefa raporu çöpe atılmış o raporu yazan müfettiş değiştirilmiş cemaatle yakınlığı ispatlanan bir ispanyol müfettiş getirilmiş ve bu kez fenerbahçeyi suçlu ilan eden 2. bir rapor tanzim edilmiş ve buna göre cezalar verilmiştir.

    http://haber.sol.org.tr/s...-gulen-cikti-haberi-75076

    2- bu 3 temmuz süreci ile ilgili etik kurulunu konu edinmek en büyük gerizekalılıktır zira ilk raporu ile 2.raporu 180 derece zıttır. oysa üyeleri aynıdır.sorulduğunda o zaman elimizdeki bilgi belge sınırlıydı savunmalar yoktu denmiştir oysa farkı ben söyleyeyim tff yönetimidir fark.o gün öyle yazın dediler bugün böyle yazın dediler.yani mehmet ali aydınlar fenerbahçe bir sürü şike yapmıştır deyin dedi, tüpçü ise ya 1 yönetici etik olmayan 1-2 görüşme yapmış olsun başkan temiz olsun aklayın dedi.aslında ikisini de aynı kişi dedi: başbakan. 3 temmuz darbesinin onay verenidir akp iktidarı. fakat 2 ayda biter sanıyorlardı öyle bir direnç gördüler ki allahları şaştı.haliyle akp aynen sattı cemaati. önce a.yıldırımı hapisten çıkarmaya çalıştı ortam biraz yumuşasın fenerbhaçelilerin tepkisi azalsın diye ama cemaatin inadı inattı eh ne de olsa o mahkemeler fethullahın kontrolünde.cemaat anahtarları alamadıkça haliyle fenere bedeller ödetmek istedi.ilk bedel, biatçısı galatasarayın federasyondaki militanları eliyle uefa'yı da işin içine katmak suretiyle ş.liginden men ettirmek oldu.ama bu bedel de fenerbahçelilere geri adım attırmadı.ikinci bedel kupasını elinden almaktı işte bu noktada akp devreye girdi. küme düşer o zaman dedi aklınca eksi puan verip hem küme düşürmeyelim hem de sen bedelini ödet dedi cemaate. fakat fenerbahçelinin tepkisi daha da büyüdü. baktılar ki o iş de yaş. sonra iktidar bilindiği üzere maa'ı alıp tüpçüyü getirdi ve özel yetkili mahkemeleri de taca çıkarmdan ya 1-2 yönetici teşebbüste bulunmuş sanki ama fenerbahçe temizdir şeklinde eyyam dolu bir karar aldı.

    şimdi sen diyorsun o paralı asker olan etik kurul üyelerinin bir öyle bir öyle raporunu değerlendir? al sana değerlendirmem; at sahibine göre kişner.

    3- bu sorunun cevabı 2. soruna verdiğim cevabın içinde var. hükümetin tepkiden tırstıkça attığı adımları tek tek anlattım.tüpçüyü getiren kimse o kararları değiştiren de onlardır. bu basit mantığı kuramıyorsan cehaletine bakmadan 3 temmuz darbesine dair ahkam kesme o zaman.

    4- bu sorunun cevabı da 2. soruna verdiğim cevapta mevcut. neden değişti çünkü tepkileri gördükçe iktidar cemaate hoop o kadar da değil sen anahtarları alamadıkça bedel ödetmeye çalışıyorsun ama olan bana oluyor dedi işte bunun tezahürüdür değişen federasyon başkanları...

    5- buna da 2.şıkta cevap verdim. hepsini tek tek ne yazıyorsun. 2 - 3 ve 4 aynı şık içinde sorulacak ortak sorular...hepsinin cevabı da 2. cevabımda mevcut.

    6- uefa ile akp oturdular masaya dedi ki uefa söyle fenerbahçeye o davayı çeksin akp yani tff de dedi ki tamam ben çektiririm ama sen de bana euro 2020'yi ver.uefa da tamam dedi.

    bilindiği üzere cas'ta tff kesin duruma göre uefa da mahkum olabilirdi çünkü ortada daha idari yargılama dahi yokken fb ş.liginden men edilerek peşinen cezalandırılmıştı.bu açık biçimde savunma hakkının katli demekti. o tazminatı kazanırdı fb. ama parayı sadece tff'mi öder yoksa uefa da ceza alır mı o biraz muammaydı. uefanın tırstığı kesindi zira 1-2 yazışmadan ötürü bu hukuskuzlukta onun da parmağı vardı haliyle uefanın da tazminat ödemesi gerekiyordu ama herkes biliyor ki cas'da uefa hiç kaybetmedi. bariz bir durum olsa bile uefa yine cas'da işini halledebilirdi. fakat cas'ı da zor duruma düşürecek bu durumdan tamamen kurtulmak için fenerbahçenin davasını geri çekmesi ideal olandı.

    bu arada akp de oy kaybetme korkusu nedeniyle fenerbahçenin aklanmasını haliyle kupanın fenerbahçede kalmasını istiyordu.tabi bir yandan da euro 2020'yi almak istiyordu.

    ve tff ile fenerbahçe oturdular masaya. tff dedi ki o cas davasını çek çünkü uefa böyle istiyor uefayı karşına alma o davayı çekersen ben de seni bişekilde aklarım.üstelik euro 2020'yi almak istiyoruz bu açıdan da uefayla iyi geçinmemiz gerekiyor memleket meselesidir kıllık yapma dedi fenerbahçeye.

    fenerbahçe de bir şartım var dedi sen aklayacaksın ama yetmez uefa da bir ceza vermeyecek dedi bu noktada şenez erzik devreye sokuldu şenez erzik fenerbahçeye sen davayı çek uefa tff'nin aldığı karara saygı gösterecek dedi.fenerbahçe şenez erzik'e inandı inanmaz olaydı.

    sonrası malum cas davası çekildi. sonra tff fenerbahçeyi özel yetkili mahkemeyi de taca çıkarmadan akladı.

    gel gör ki uefa ilk kazığı tff'ye attı. euro 2020 avrupa şampiyonasını türkiyeye vermedi hatta vermemek için daha önce hiç denenmemiş abuk bir yol buldu.

    yapılan 3'lü anlaşmadan 1 yıl sonra yani 2013 yazında da fenerbahçeye kazık attı.belirttiğim üzere ilk rapor çöpe atıldı yeni müfettişle 2. bir rapor yazıldı ve tamamen polis tapelerine göre abuk sabuk bir takım suçlamalar yapıldı. sonuçta bilindiği üzere 2 yıllık ceza çıktı ortaya.

    cas davasının geri çekilmesinin hikayesi budur. bu pek çok defa kamuoyuna yansımıştır üstelik. bu yazdıklarım bilinmeyen şeyler değil yani. haliyle hala daha niye geri çekildi hani namus davasıydı diye sormak gerizekalılıktır. namerde güvenip onun sözünü tutacağını sanmak da gerizekalılıktır.bu memlekette zaten pek çok kişi olay fikir hep gerizekalılıktır.

    sözün özü namertle müzakere olmaz mücadele olur. fenerbahçe taraftarı bu mücadeleyi vermiştir zaten o yüzden savcı 2 aya biter bu iş sanıyorduk yanıldık demiştir.bu hukuk süsü verilmiş operasyonla fenerbahçe diz çöker biat eder sandılar. olmadı. ödü bokuna karışan dışarıdaki yöneticilere, kafasını kuma gömen camiaya rağmen taraftar gücü bu şer odaklarını böldü üstelik. iktidar başlarım senin operasyonuna olan bana oluyor dedi cemaate. işte bu noktada fenerbahçe camiası ve yönetimi müzakere yerine taraftarının peşine takılsaydı bugün çoktan yargıtay tarafından bozulmuş ve muhtemelen de bugünlerde yerel mahkemede aklanmış uefadan da hiçbir ceza almamış bir fenerbahçeden bahsediyorduk.

    bu bir şike davası değildir şike 3 futbolcuyla olmaz, teşvik 1 futbolcu ile olmaz. aynı tarihlerde g.korede de şike davası vardı 65 futbolcu yargılandı. şike hakemle futbolcuyla yapılır. sahaya yansır.aslnda teşebbüs diye bişey de olmaz şikede yani şike teklif edilen rakip reddederse bu teşebbüs oluyor ya herkes kim şike yapar kim yapmaz iyi bilir.haliyle şike yapacak olana teklif edilir.o sebeple aslında teşebbüs diye bişey de yoktur. belirttiğim üzere 19 maçta şike var deyip 3 futbolcu yargıladıklarından bu komik mantık hatasını azaltmak için teşebbüs kelimesini sömürdüler ama o da bir mantık hatasıydı.

    sonuç olarak gözler gördü kimin şike yaptığını kimin yapmadığını. g.birliği,gs,bursa ve buca maçlarında şike yaptı trabzonspor. ayrıca bursaya teşvik gönderdi, a.gücünle teşvik mutabakatı yaptı ama a.gücü yenilince haliyle teşvik gidemedi. zira teşvik istenen sonuç alınırsa gönderilir.ayrıca eskişehir, karabük ve sivas'a da teşvik teşebbüsünde bulundular işte teşebbüs teşvikte olur. paralar dahi gitti o şehirlere ama kulüp başkanları engelledi ve olmadı.zaten ayyuka da çıkmıştı karabük'ün yedek kalecisi trabzon kökenli kaleci bülent kuduz köpek gibiydi malum.

    teşebbüs neden teşvikte olabilir çünkü 3 büyükler dışında herkes teşvik alır.malesef teşviği kimse şike olarak görmez zira.dolayısı ile herkese gönül rahatlığı ile teşvik teklif edilebilir bu ülkede. ama hakkını yemeyelim o sezon fenerbahçe trabzondan giden teşvikleri engellemek için çok çalıştı zaten o tapeleri okuyanlar bunu görür.gerçekten şikeyi-teşviği ortaya çıkarmak işteyen ve bu amaçla da o tapeleri okuyan bir savcının fenerbaçeyi tanık olarak çağırması, trabzonu ise sanık sandalyesine oturtması lazımdı. gerçi zaten fenerbahçelileri ve fenerbahçenin maç yapacağı rakipleri dinlemişlerdi sadece. yani trabzonlular o rakipleri aramasalar o sivasa giden balıklar,karabükteki işçiler,hacılar hocalar,örtülüden gelen 6 milyon dolar filan çıkmayacaktı ortaya.dolayısı ile amaçları fenerbahçeydi diğerleri meze.

    fenerbahçeden istenen dereağzı,samandıra ve stadın arazisiydi. akfırat'a taşıyacaklardı fenerbahçeyi. oraya bir stad ve tesis yapacaklardı. kadıköydeki ve samandıradaki arazilerin rantını da bir güzel yiyeceklerdi.2005'de bunu reddeti aziz yıldırım.o gün üstünü çizdiler.sabırla başarısız olmasını haliyle gitmesini beklediler.ama o yılarda başarılıydı saha sonuçları açısından. ya şampiyon oluyordu yada son maçta şampiyonluğu kaybediyordu. önce bir kongrede denediler güzellikle o anahtarı alabilir miyiz diye. çok komik oylar aldılar olmadı.anladılar ki bu iş güzelikle olmayacak bu aziz yıldırm da 1 sene başasrısız olsa ertesi sene başarılı oluyor haliyle bu adam eceliyle gitmeyecek dediler ve bu 3 temmuz darbesine karar verdiler.

    sandılar ki böyle büyük bir dava ile diz çöktürürüz koşa koşa verirler anahtarları bize.ama öyle olmadı. aslında 2010 yazında bu darbe planlanıyordu. dediler ki son maçta şampiyonluğu bursaya kaptırdığı için operasyon 1 yıl ötelendi ama bu doğru değildi referandum ve 1 yıl sonraki genel seçim öncesi buna cesaret edemediler 2011 genel seçim sonrasını beklediler nitekim 3 temmuzda darbeyi yaptılar. 2 ayda biter sanıyorlardı hala bitmedi. bir gün biter sanıyorlarsa yanılıyorlar. fenerbahçe o pensilvanya sümüklüsüne biat etmez.
    3 ...