hayata dair insan kokan genellemelerin/ tüm aforizmaların yüzde yüz doğruyu yansıtmayacağını
düşünmüştüm bu argümana öncülük yaparken. kadınların karmaşık dünyası ve zaman gelimi duyguların aklın hayli önünde yer alıvermesi bu aforizmaya hayat veriyor.yani bi anaçlık ve annelik güdüsünden ziyadesiyle bahsedebiliyoruz. ama kadın doğasından bahsederken bu tip alt metinlerden bahsetmeden yani en basidinden o karmaşık halet-i ruhiyeyi anlamlandırmayıp her bir haltı kadın doğasına vermek bir nevi yüzeysellik oluyor.
insan gördüğünü yaşadığını dünya görüşüyle biçimlediği için hayatını kendi algıladıkları çerçevesinde sürdürür. bunu yaparken toplumsal kuralların bizim gibi gelenekçi bi ülkede varlığını yok sayamayız. ama ne olursa olsun insan kendi hayatında son sözü kendisi söyler bu da evlilik, çocuk sahibi olmak gibi konuları entelektüel birikimden bağımsız yapmaz. ki basit bi örnekle çocuk yetiştirmek denilen o son derece çetrefilli mevzu dahi kişinin dünyasının tezahürüdür ve sonsuz bi subjektifliği yansıtır. buradaki edinimler/kazanımlar ve birikimler hatta psikolojiden kopuk davranmamak başlı başına bi artı oluverir.