Sekiz yaşında ölmek, ölmek değildir dediğim masum. Ölüm kaç yaşındadır veya yaşı var mıdır bilinmez ama ölüm bir çocuğun bedeninde açınca insanın atan kalbine kahretmesi olağan değil midir? Peki bir çocuk nasıl ölür? kalbi mi durur? Yoksa hayat minik parmaklarının arasından çekilir mi? Olsa olsa saklambaç oynarken sobelenmek gibidir. Veya arkadaşları tarafından fasülye ilan edilmektir! Çok mu şiirsel geldi? O zaman çok oyuncağınız olmuş sizin. Çünkü ne olmadığını bilmediğiniz, ne işe yaradığını bilmediğiniz her şey oyuncak olarak gelebilir oyuncağı hiç olmayana... Ya hiç çocuk olmayana? Sırf bir coğrafi bölge olarak adlandırılıp, sevineceği, üzüleceği, mutlu olabileceği, bir kalbi ve hayalleri olduğu hesaba katılmayan onca çocuğa ne olacak?
iyice çirkinleşmiş, çamura dönmüş, rakamlardan ve yalanlardan ibaret olan bu siyasetin artık insanlardan ibaret olması gerekiyor. Ve minik Behzat'ın yaşını rakamla değil hüzünle yazmak icap ediyor.