Allah belalarını versin bu insanlara iftira atanların. Zor durumda olanlara acımayıp onları iftiralarla yıpratanların.
Allah bozguncuları sevmez ve merhamet etmeyene merhamet etmez.
Caminin hocası bu iftiraları yalanlamıştı. Dini duyguları olan bizler; hocaların ve alimlerin sözlerini her zaman önemseriz. Ama bu olayda kimi yandaş münafıklar bir hocanın sözüne değil de (makamı ne olursa olsun) bir siyasetçinin yani işi yalancılık olan bir kimsenin sözüne itimat ettiler.
Bu olayların üzerinden vakit epey vakit geçtiği için allah aşkına oturup aklıselim düşünelim. Bahsi geçen hoca, resul-u ekrem'in en önemli özelliğinin ""güvenilirlik"" olduğunu biliyor olsa gerek ki; koca hükümeti karşısına koymayı göze alıp o hükümetin tüm sözcülerinin zıttına da olsa doğruyu söylemekten korkmadı. Belli ki korktuğu allah'tı. Allah'tan korkan doğruyu söyler, işte yürüyen kur'an olmak budur. Kendi ağzıyla "ben allah'a inanmıyorum" diyen kimi sanatçı ve köşe yazarlarına bile "allah razı olsun(!)" Dedirtti.
Ama şimdi bu eliöpülesi hoca nerde biliyor musunuz? Olayın vuku bulduğu camiden sürüldü. Bahane ise: yıprandı.