durum: yolcunun teki mengene gibi kolunuzu kavrar. var olan ortak lisanlardan önce ingilizce anlaşılmaya çalışılır, tık yok.
türkçe zaten anlamadığı için el hareketleriyle anlaşma yoluna gidilir, yine tık yok.
meramını anlamak üzerine pasaportuna bakılır kişinin. senegal vatandaşıdır yolcu.
çığırtkan gibi ortalıkta senegalli birisi aranmaya başlanır.
benden daha talihsiz olduğunu düşündüğüm bir senegal vatandaşı buluruz ve seviniriz.
o da ne, senegal vatandaşı ingilizce biliyor fakat kolumu bırakmayan kişinin senegal'in yerel dillerinden birini konuştuğunu ve kendisinin de bu dili bilmediğini söylüyor.
üçümüz birlikte alanda tekrar senegalli aramaya başlıyoruz.
bir talihsiz daha buluyoruz 5-10 dakikalık bir arama sonucunda.
buluyoruz da kurtulamıyoruz.
bulduğumuz da koluma yapışanın lisanını anlıyor ama onun da yabancı dil olarak bildiği sadece fransızca.*
hep beraber bir de fransızca ve ingilizce bilen birini arayarak transit alanda sıkışıp kalan kişinin derdini anlamaya çalışıyoruz.
senegal yerli dilini bilen yardım isteyen yolcu>senegal yerli dilini bilen ama fransızca yabancı dili olan yolcu>senegalli olup fransızca ve ingilizce bilen yolcu>ben
ve tam tersi şeklinde bir konuşma ile yolcunun derdine çare yaklaşık 1 saatin sonunda bulunur ve herkes durumun şaşkınlığıyla enteresan durumda gülmekten başka birşey yapamaz.