aklın gereğidir. türban bir rahibe kıyafetidir.öncülü kara peçedir. kara peçe, 19.yy'da ingiliz emperyalizmi eliyle yine ingiliz icadı vahabilik üzerinden önce arap yarımadasına sonra tüm islam coğrafyasına sokulmuştur.sonra amerikan emperyalizmi özellikle 80'lerin ortalarından itibaren türkiyede türbanı tarikatlar eliyle milletin başına bela etmiştir.
başörtüsü ise bunlardan farkldıır.her toplumda vardır.sadece islam toplumlarında değil başka toplumlarda da değişik bağlama şekilleriyle mevcuttur.başörtüsü genç kadınlarda bir tür aksesuar,yaşlı kadınlarda ise mutaassıplık tezahürüdür.
başörtüsünde saçın tamamen kapatılması diye bişey yoktur.saçlar pekala görünür. türbanda ise saçın tek bir teli bile görünmez.
türban denen hurafeyi savunanlar nur suresi 31.ayeti çarpıtarak bu iddilarını ortaya koyarlar.
güya nur suresi 31.ayette başörtülerinizi yakanızdan aşağı sarkıtınız diyormuş.
bu ne gerizekalıca bir cümledir. başörtüsü zaten aşağı doğru sarkar. yukarı doğru çıkacak hali yok.hani adeta çişiniz aşağı doğru düşsün demek gibi salakça bir cümle bu.
kaldı ki başörtülerinizi saçınızın tek bir teli bile görünmeyecek şekilde bağlayın filan denmiyor bu çarpıtma ayette. dolayısı ile niye türban takılıyor?
kaldı ki ayetin gerçeği farklıdır. malesef emperyal destekli inanç guruplarının yine emperyalizm tarafından benimsettirilmiş giyim tarzını Kuranla desteklemek için tercüme ve tefsirlerinde birçok anlamsal kaydırma işlemine maruz bırakılmıştır
Örneğin tercümelerde ayetin anlamını ağırlaştıran diğer değişiklikler yanında ayette geçen örtü kelimesi başörtüsü olarak, örtünülecek yeri işaret eden cep kelimesi (Türkçede de kullanılan cep) ise yaka olarak tercüme edilmiştir. Böylece kadınlar için başörtüsü takmak inançlı olmanın ayrılmaz bir parçası şekline dönüşmüştür.