havada ağır bir sıklat vardı,
ben idealar aleminde yüzerken
yorgun bir kürdün bakışları
yerle yeksan etti totaliter asaletimi
gerçeklere uyandığımda sen vardın
ve yavaşça hatırlamaya başladım,
yüzünü, tenini, avuçlarını, amını.
bir jinekolog koltuğu kadar soğuktun,
bir ölü balığın gözleri gibi dalgın
oral dönem, anal dönem, fallik dönem,
ilk nefesimle başlayan ölümüm,
ve olmayan amaçlarıma vermediğim önem
sen kışım, sen yazım, sen gündönümüm
şimdi sırtında derin bir bıçak yarası
kan, irin, döl, am suyu ve rakı
tasvip etmediğim bir düğün,
kesede birkaç takı
narin bileklerindeki jilet izleri,
yaşadığın o leş gibi hayatı
ve bana yaşattığın iğrenç hisleri
alıp götürmeyecek tarihimizden
bir piç daha ilk nefesini alacak bugün,
ve sen tüm piçlerin gönüllü anası,
kan, irin, döl, am suyu ve rakı kanayacaksın.