şimdi efendim, eşcinselliğin oluşmasıne etken birkaç durum var. kimisi psikolojikken bu durumların, kimisi hakikaten doğuştan ve hormonal. psikolojik sebeplerin en çok rastlanılanı da * tecavüz yahut taciz sonrası travma. elbette başka psikolojik sebepler de var. yani, bu durumda ya fizyolojik ya psikolojik bir hastalık olarak ortaya çıkıyor eşcinsellik. şimdi hangisini aşağılamamız gerekiyor? [ dur biraz modern görüneyim de karizmam artsın. oh oh. kimse sapık olduğumu anlamasa bari. * ] tecavüze uğrayanı mı, hormonsal bozukluğu olanı mı, başka bir biçimde eşcinsel olanı mı, yoksa tedavi olup heteroseksüel olmak istemeyeni mi? yani adam psikolojik bir hastalık olarak başlayan eşcinselliğini gündelik hayatına uygulamış ve değişmek istemiyorsa, bundan bize ne? kaldı ki bütün rahatsızları tedavi edeceksek önce böyle başlıkları açabilenleri tedavi etmemiz, tedaviye yönlendirmemiz gerekiyor ısrarla. farklı olanla birlikte yaşamaya tahammülü olmayan insanlar bir toplumun en büyük hastalığı, en çürümüş kısmıdır çünkü.
ha bir de, homofobi gibi, gizli gaylik gibi şeyler var ama onlara hiç girmeyelim şimdi. di mi?
