ortaokul dayken sınıftan bir arkadaşın şiddetle savunduğu padişahtı kendisi. padişah demek bile ne kadar eğreti durdu amk. neyse derken derken tarih dersinde mevzu bahis konu geldi çattı. hoca vahdettini gayet objektif bir anlatımla anlatırken. eleman daldı o gemiyi vahdettin ayarladı fakat bunun böyle bilinmesini istemedi, atatürk'ü baştan biliyordu zaten dedi. yıllar geçse bile net hatırladığım cümleler bunlar. ortaokul da reis kavramıyla somut olara karşılaştım. profil gayet net uymasa da saf bir milliyetçilik çaprazımda öylece konuşuyordu. neyse aradan yıllar geçti ve o hala kendini reis sanıyor. caddede yürürken görüyouz birbirimizi tokalaşıyor ve konuşuyoruz. aslında ideolojilerin yarrak gibi ihtişamlarla nasıl self servis sunulduğunu anlatıyorum o'na çoğun zaman. o sadece organizasyonlarla meşgulmüş gibi sürekli baştan yenik bir takımın formasını na-mağlup yazısıyla taşıyor. sırf bu yüzden bazen saygı duyuyorum o na. belki o da bana. sadece bu. hangisi vahdettin değil ki?
bence atatürk'ü atatürk yapan nedir sorsunuza? ilk cevabım tabiki "yerden kaldırttığı yunan bayrağı'nın arkasında yatan düşüncedir" derim. belki birileri atatürk'ün suikast yaptırdığını söylese de; birileri istiklal mahkemelerinden dem vursa da? tüme varımcı bir zihniyet eşiğinden aşıp ikna edemezler ideal düşünceyi. muhafazakar milliyetçilerin tutunacağı dal vahdettin bile olabilirken. atatürk'ü yerden yere mi vuralım? yapmağın allaseniz. vatan hainliğini yeniden mi tanımlayalım? o na kalırsan nazım hikmet vatan hainliğini ilan etti ayan beyan. yurduna aşık bir insanken.
o bu değilde birilerinin hep kaçmak zorunda kaldığı; fakat çok sevdiği bir ülke işte. bazen çok sevdiği iddia edildiği ülke. biz. bizden vatan haini çıkmaz. çıkamaz. zihniyet sabit bu.
çinliler karılar gönderir bizi yıkar. birileri soğanımızı çiğner. biri gelir vırt eder. ama hiç içimizdeen vatan haini çıkmaz. nasıl çıkar amk? hele bu bi padişah olacak. mümkün mü?