en samimi gelen aktörlerden. farklı ve içten bir tarzı olması, her zaman siktiri çekip gidebilecekmiş gibi durması ve kimi zamanlarda öyle yapması belki kendini farklı kılan. hani bazı adamlar olur, her zaman kredisi vardır, parası bitse bile, bir işe girer iki ekmek parası çevirir, yine keyfinin kahyası olur; sonra kendi dünyasına geri döner. nejat işler'de de böyle bir durum olduğu kesin gibi bir şey.
bir de, soğuk, cool, ya da karizma oluşu dışında, yakından da görmüş birisi olarak, doğal hayatında da öyle olduğu kesin. kıbrıs'tan, istanbul'a gelecek olan uçakta karşılamıştık kendisini. kapıda, gelen yolcularımıza selam verme görevini icra ederken, bir baktım merdivenlere kendisi geliyor. ''vay abim hoşgeldin'' diyesim geldi, bir güler gibi yaptı, çevirdi kafayı, acil çıkışın az gerisindeki cam kenarında olan yerine oturdu, ve güneş gözlükleri gözünde, inene kadar da, milim kıpırdamadı. gönül isterdi ki, ''seni severiz abi, kral adamsın, kaybedenler kulübü 'nde giydiğin ''loser'' gömleklerine aldırış etme, kazanansın aslında.'' demek. kısmet olmadı. ama, yine gönül ister, ki ekrandan uzak kalmasın, kaliteli oyunculuğunu sergilesin. mustafa hakkında her şey'deki gibi bizden bir taksici olsun mesela, ya da şeytan ayrıntıda gizlidir'deki ''komiser nevzat'' olsun, ya da aliye deki yine nev i şahsına münhasır doktor. ercüment çözer gibi efsane bir karakterden bahsetmiyorum bile !
