dönemin şartları içerisinde türkçü fikriyatta ilk çatırdamanın yaşandığı kongredir.
bunu ölüm derecesinde sorun edenler son 6-7 yıl içerisinde türemiş provokatör ajan ulusolculardır. Birçok gençte onların ağzından konuşmakta ve onlar gibi hakarete uzanan laflarla birbirini eleştirmektedir.
Atsız ata ile Türkeş beğ arasındaki bu ayrışma sadece politik ve stratejiktir. Atsız politikacı-siyasetçi değildir kendisi de bunu söylemiştir defalarca yazdığı makalelerde. Siyasetin fahişelik olduğunu söyleyende ta kendisidir. Ancak hayat siyaset gerektirir buna ihtiyaç vardır. Atsız atanın kafasındaki parti modeli çok fazla atılım yapabilecek ve ülküyü ülke sathına yayabilecek derecede politik ve stratejik değildi. Çünkü atsız anlaşılması zor yalın biri değildi kızdığında kalemini kılıç gibi kullanan oldukça sert lafını budaktan esirgemeyen biriydi. Okuyan herkes bunu bilir...
Türkeş politik olarak doğru bir hamle yapmıştır. Sırt çevirmekten öte bir gerekliliktir o dönemin şartlarında. Yoksa anadolu insanını Atsızın katı türkçülüğü ile saflara katmak oldukça sıkıntılı olurdu ve Türkçü cephe çamura saplanmış tekerlek gibi olduğu yerde koşar dururdu.
Yaşanan olayları dönemin şartlarında değerlendirmek ve bu yönde yorumlamak en doğrusudur.