hayır mezura alıp ölçmedim, ama cesaretini yürekten bir "pes ya hu" ile sarkastik bir "helal olsun" kombinasyonuyla nitelendirmeyi şiar edindiğim devasa insandır bu, eşek kadar afedersiniz..
utanmazlığı arsızlık boyutunu aşalı epey vakit geçmiş, ne ananelerinden ne de genel-geçer görgü kurallarından haberdar bu şahıs, kedisinden köpeğine, bengal kaplanına kadar envayi çeşit dört ayaklıyı eve sokar, taşıdığı mikrobu, pisliği de türk misafirperverliğinin gereğinden sayıp utanmadan bir de onu koynuna sarar, oha ulan..
ne münasebet halbuki, ben senin evine geldiğimde köpeğinin salonun orta yerine bıraktığı ifrazatı belleğime kaydetmek mecburiyetinde miyim? yahut kendinin kılını-tüyünü bıraktığı koltuğa yayılıp senle ortak batağa saplanmak mecburiyetim mi var, ısrarla eve davet etmeler de nereden çıktı? ne yani, kokusu sindiği evinin kapısını açınca bengal kaplanının üzerime sıçrayıp şapur şupur yalayıp beni salya sümüğe gömmesine müsade etmek gibi bir mecburiyetim mi var?
hadi ben gün içinde karşılaştığımda geceden köpek bokuna bulanmış ellerini sıkma midesizliğini, genişliğini ananeler esas alınarak sıkmışım, daha bir de salgının sahibiyle mi tanışayım..
valla "melek girmez" diyenler doğru demiş, benim bile giresim gelmiyo, melek niye girsin.. bi sonraki ziyarete giderken safariye gider gibi donanıp da giderim, bak bakiym bir daha ısrar edebiliyo mu..
