kesinlikle uyuşturucu, içki bağımlılığı ve benzeri şeylerle aynı kategoriye sokulması gereken bir hadisedir.
bu hayatta başka ne bir insana bu kadar acı ve bu kadar zevk verebilir, bilmiyorum. insanda müthiş bir huzur ve özgürlük hissi yaratır, eve geldiğinde seni karşılayan o sıcak sessizlik, evin her bir santimetrekaresinin sadece sana ait olması ve bundan gelen bir evle yaşadığın aşk. farklı boyutla daha samimi olmak gibi bir durum bu, sessizliğin bu derece büyük canlı olabileceğini, hiç bu kadar hissedebileceğimi düşünmemiştim. ama öbür taraftan, her gece yatağına girdiğinde yaşadığın bir kaos, bir deprem var ki, anlatılmaz. o dost, sevgili bildiğin ev, gırtlağına basıyor sanki, nefes alamıyorsun boğuluyorsun. buzulların arasında çırılçıplak kalmış gibi üşümek, aynı zamanda bütün tenini yakan bir ateş.
ama vazgeçilmiyor sözlük, gitgide seni insanlardan toplumdan uzaklaştıran, insan içindeyken kaçmak isteyen mutsuz ama akşamları tek başınayken aşıkmış gibi gülümseten bir bağımlılık bu. zannetmiyorum bu günlerden sonra biriyle yaşayabileceğimi, biri beni burdan zorla, sürükleye sürükleye alıp başka bir hayata sokmadıkça, bu hayattan vazgeçebileceğimi zannetmiyorum.
şunu söyleyebilirim ki, dünyada intiharın artmasının en büyük nedenlerinden biri kesinlikle bu olmalı. sabaha çıkamayacağımı düşündüğüm ve gözümü kapatıp ' uyu hemen uyu' diye uykuya dalmak için kendime işkence yaptığım çok gece oldu.
biliyorum, sabah olunca her şey geçiyor. ama sabaha ulaşmak inanın bazı geceler çok zor oluyor.
ama aynı zamanda ben hayatımın hiçbir döneminde böyle huzur bulmamıştım.