ya varya sana bazen çok sinir oluyorum. ehe.
bazen içimden sana yumruk attığım bile oluyor. ya diyorum geçirsem şimdi suratına şöyle en ağırından bir yumruk... ehe.
ama öfkem en fazla 10 dakika sürüyor sana karşı. sonra yine şakalaşmalar başlıyor işte. ehe.
sen güldükçe mutlu oluyorum, o kadar çok seviyorum ki seni güldürmeyi... kahkahalarını çok seviyorum annem, gülüşünü çok seviyorum... ehe, yerim.
ağlamana dayanamıyorum. sen de dayanamadığımı bildiğin için olsa gerek hiç ağlamıyorsun. şaşırmışımdır hep nasıl böyle güçlü olabildiğine. hep senin gibi olmak istedim o yüzden, senin gibi güçlü bir izlenim yaratmak istedim hep çevremdekilere. ama ota boka ağlıyorum be anne, olamıyorum senin gibi.
ben, seni sadece dayımın mezarı başında gördüm ağlarken. o an dayıma mı yoksa senin çığlıklarla kendini mezarın toprağına vuruşlarına mı üzüleyim bilememiştim... hep ağlamıştın anne, haftalarca ağlamıştın. sen ağlarken seni nasıl teselli edeceğimi bilememiştim, küçüktüm daha. sadece izliyordum seni, yanında hep birileri oluyordu sana teselli veren.
şimdi karşıma geçip ağlasan ne yapacağımı bilemem anne... ben de ağlarım seninle birlikte.