bazen çocuklarımızı, kendi malımız gibi görürüz. ve istediğimiz şekli onlara empoze etmeye çalışırız. ama onlar eninde sonunda kendileri olurlar. tıpkı bardağa doldurulan su misali. ne yaparsak yapalım, o bardağa benzerler.
eğer keşkeleri az çocuklar yetiştirmek istiyorsak, herşeyi öğretip, uzaktan izleyerek düşmelerine-kalkmalarına izin vermeliyiz. yoksa yarın çok mutsuz, hayattan izole çocuklar yetiştiririz. bu da onlar için mutsuzluk demek.