bu arada ben dün başkanı bu konuda %100 haklı buluyordum ama şuan fikrim az değişti. çünkü bi sorun da şudur. terim 'ben imzayı 1974 de attım birilerini mutlu etmek için imza atmam' diyor. burada 'ben imza atmadan da takımı yönetirim ben galatasaray ın efsanesiyim' diyor. ama ünal aysal ise babasına bile güvenmeyecek kadar tecrübeli yönetici olduğu için inatla sözleşme koyuyor önüne. O da 'bana güvenin sözleşmesiz de çalışırım' diyor ve 'sen bana güvenmiyor musun ?' kavgası çıkıyor. temel sorun kanımca budur. ama yine de başkan haklıdır. unutulmamalı ki 'başkanım çilek nerde başkanım burası mava döndü' esprisi yapıp büyük başkan diye bağıranlar bugün ona istifa et diyor. bu adamdan önce adnan polat da istedi ama terim geldi mi ? hayır. bu adam gelince başarılar geldi demi. görün bakın abdürrahim albayrak ve diğerleri 'dinleniyor' geri gelecektirler. ama fatih terim bu ego ve atar ile fazla ileri gitmiştir. senin kalitene başarına kimse laf etmiyor eyvallah ama bu kulübün içinde sadece futbol takımı yok. ünal aysal sadece futbol dğeil basketbol şubesinin de başkanıdır öyle değil mi ? koca bir kulüpte bir şubenin yöneticisi, o kulübün başkanıyla yarışa giriyor.. bu osmanlı dönemindeki mısır sorunu ve kavalalı mehmet ali paşa olayına benzer. eyalet valisi kendini padişahtan büyük görmektedir galatasarayda. ben ne kadar haddinden çok üzülsem de olan olmuştur ve terim gitmiştir. ama ünal aysal başarıdan ödün verilmeyecektir bakın diyorum burada.