Bazen konuşmak bazen yazmak bazen düşünmek.. insanı rahatlatan şeyler bunlar sözlük. şimdi buraya çok uzun birşey yazacağım o yüzden şimdiden rahatsız ettiysem özür dilerim senden.
bir günlüğüm yok ben de buraya yazarak rahatlama gereği duydum..
bir sevgilim vardı çok seviyordum. o kadar çok seviyordum o kadar çok güveniyordum o kadar sarhoş olmuşum gibi ona meleğim derken gerçekten melek gibi oldugunu düşünüyordum. bir gün çok fena kavga ettik sonra da aramız hiç düzelmedi. kavgalar sonrasında aldatıldığımı öğrendim. sayısız yalana maruz kaldığımı öğrendim. ameliyatlı ameliyatlı nefes almakta zorlanırken öğrendim bunları. nefes alamıyorken şunu istedim: o ilacı kullanmayacağım ölmek istiyorum şimdi. başım dönüp yere düşünce annem gelip burnuma tuttu ilacı. koltuğa oturduğumda ellerimin titrediğini ve uyuştuğunu hissettim. çok ağır şekilde aldatılmıştım..
1 hafta sonra üniversiteye kayda gittim 10 gün sonra sağlığıma kavuştum okula başladım. yurtta ve hiç bilmeidğim bir şehirde tek başımaydım. anneler oğullarına çok düşkün olurmuş. kopamadım annemden, bir de bu durumlar ve sağlık sorunları üst üste geldi. yurdun o 4 duvarı üstüme o kadar gelmeye başladı ki 1 haftada kafayı yiyecek gibi oldum. odadan çıktım 5-6 kişi ile tanıştım durumu unutmaya çalıştım.. bir de internetten çok önceden tanıştığım benden 2 yaş büyük bi kız vardı. onunla zaten yakındık ama bu olaylar nedeniyle daha da yakınlaştık. her gün belki 2 belki 3 saat her konudan konuşuyorduk. onu o kadar yakın görüyordum ki kendime, bazen konuşma sırasında burnumun ucunda bir sızı hissttiğimde tutma kendine, erkeksin ama insansın en başta. ağlamak istiyosan rahat ol tutma içindekini dedi. hiç ağlamadım ama. çünkü erkek adam ağlamaz diye bildik biz.. çünkü değmeyecek bir kaltak için değmez dedik..
bir gün görüşelim mi ? dedi. olur dedim. gittim onu görmeye. görüştük çok güzel bir gün geçirdik. vedalaşırken bir daha konuşmayalım dedi. bu kadar güzel günün sonucu bu olmamalıydı. şimdi de onu mu kaybedecektim, izin vermedim. çektim bi köşeye zorladım ağzından laf alamadım. en son ilkokul 2 de birinin yanında ağlamıştım bu sefer tutamadım kendimi.. sarıldı ağlama dedi gözlerimden yaşları sildi. ama sen neler diyorsun baksana, nasıl birşey bu.. sen benim herşeyimsin şuan nasıl kaybedeyim seni ben ? dedim.. çok içten çok samimi sözlerdi bu.. cevapsız bırakmadı beni.. buraya geldiğinde seni görmeden önce sana kardeşim gibi bakıyordum, şimdi şuan öyle bakamıyorum dedi. önce bir şok geçirdim, arkamı döndüm terminale gittim..
saat 5:30 civarıydı. otobüsü kaçırmıştım, bir sonraki otobüs 11:30 daydı. önceki gün yağmur yağmıştı üşüyordum zaten.. karnım da acıkmıştı, hafiften grip de oluyordum, terminalde bekledim saati.. otobüs 12:30 da geldi anca ve bindim. yurda geldiğimde sabah saat 05:30 du. o kadar çok şey düşünmüştüm ki o 12 saatte. 39 saat uykusuzluk, titreme nöbeti, yemek yememe rağmen doymama, müthiş bir şok geçirme durumu ve o gün yaşananlar.. oysa o kadar güzel gündü ki son 10 dakikası olmasa şuan gülerek yurda yürüyor olurdum. otoüsten inip taksi ile mecburi şekilde yurda gittim. yanımdaki son parayı taksiye verdim, param yurda kadar yetmedi. bi bayır yürümem gerekiyordu.. o kadar keskin bir rüzgar esiyordu ki yüzüm felç olacaktı, hani gözden yaş getirir ya o ayaz.. işte öyle bir rüzgar vardı. rüzgar bahanem oldu.. yurda gidene kadar tutmadım kendimi. odama geldim, tüm yol uykusuzluk hastalık o kötü gün vs hepsi bir olmuş uyutmuyordu beni.. uyumadan önce onun o gülüşünü ve güzel dakikaları düşünüp uyuya kaldım. 17 saat uyumuşum.. uyanıp acaba herşey rüya mıydı ? diye şöyle bir etrafıma baktım.. telefon mesajlarım herşeyin aslında gerçek olduğunu gösteriyordu..
yeniden içimi hüzün kapladı.. neyse sözlük 1 hafta sonra konuşmaya başladık. bana bir şans verir misin dedi.. bir kere sevdim bir kere kendimden çok güvendim şimdi 2. si nasıl olacak dedim kendi kendime.. ben öyle yapmayacağım dedi.. düşündüm ve benden hoşlanan bu kişiyi ya reddedip kaybedecektim ya kabul edecektim. kabul edersem de ayrılınca kaybedecektim.. kaybedeceğimi bile bile 2 yoldan birini seçmeliydim. sonuç : kabul..
zamanla ben de onu sevmeye başladım. ama ilişkiye ben koydum kuralları. yalan yok, dürüstlük temelinde herşeyi söyeleyceğiz, sadakat olacak, laf dinlenecek..
aralarda kavgalar ettik illa ki. yanına elimden geldiğince çok gitmeye çalıştım. param olduğunda özlem gidermek için gittim hep. lanet olsun ki yaz kış demeden ağustosta bile her gittiğimde hasta oldum. bazen yalan söyledim ama hep hasta oldum. gece 3 de otobüse biner sabah 6 da terminalde olurdum.. saat 10 da görüşürdük akşam 6 gibi yeniden geri dönerdim. diğer otobüs saatleri de bize uymuyordu hep böyle gittim ben de. ve sakarya büyükşehir terminali o kadar gereksiz büyüklükte ve soğuktu ki, her gittiğimde köpek gibi titredim. her gittiğimde hasta oldum. her gittiğimde uykusuzluktan uyuyacakken görevliler gelip terminalde uyumak yasak dedi. ama hepsi onun içindi.. değerdi..
bir gün yanına gittim iphone u vardı bana verecekti bozulduğu için. ben düzeltip kargo ile geri yollayacaktım.. ben şimdi icloud ile tüm rehberini ve eski mesajlarını yedekten geri yükleyeceğim dedim.. birden korktu tüm mesajlar mı ? dedi. evet dedim (aslında böyle birşey yoktu onu deniyordum) ya bizim tuğba ile özel konularımız var onun hayatıyla alakalı, okumasan.. dedi. ama eksik konuşuyordu belliydi bu.. bi de.. mertle konuştum dedi. işte beklemediğimi yapmıştı. mert eski sevgilisiydi. ne konuştun ? seninle +18 konuşmaya çalıştı mı ? bana neden söylemedin ? gibi o kadar soru sordum ki, her sorunun cevabını beklerken gelecek cevaptan korkuyordu gözlerim.. 5 aydır ara ara konuşuyorlardı ama ona beni ne kadar sevdiğini de söylüyormuş.. ama bu; bana yalan söylediği ve birşeyler sakladığı gerçeğini değiştirmezdi.. cafe de ayağa kalktım lavaboya gittim yüzümü yıkadım yine ellerim titriyor ve uyuşmuştu.. geri geldim montumu aldım aşağı gidiyorum hesabı vereceğim gidiyorum ben dedim.. arkamdan geldi. hesabı öderken bana yetişti önüme geçti. kapıyı açtı hiçbirşey demeden sola döndü. hiçbirşey demeden arkama bi kere bile bakmadan sağa döndüm. bu onu son görüşüm oldu..
uzun telefon kavgaları sonunda barıştık. bir gün eski bi arkadaşı ile benden izinsiz konuşmuştu. konu çok uzun sözlük, ben özet geçeyim.. bana ben sedat ile konuşcam diyor. ben whatsapp de mesajı okumadan onay verdiğimi düşünüp sedat la konuşuyor. yani rızamı almadan acele ediyor.. telefon açıp kavga ettim.. bir yalan daha öğrendim. aslında sedatla daha önce de konuşmuş bi kere. ama tek bi konu hakkında ve 5 dk kadar.. ilk defa bir kıza küfür ettim. belki küfür değil ama siktir git ulan hayatımdan istemiyorum seni dedim. artık yalan söylemeyeceğim diye ağladı sadece. bana bak daha önce de uyarmıştım, benim onunla ilişkim neden bitti biliyorsun, bana bugun 2. kez yalan söylediğini öğrendim. bundan sonra 3. olmayacak çünkü senin 2 hakkın var. eğer 3. olursa intihar etmekle tehdit etsen bile kabul etmem artık seni dedim. son hakkının kaldığını biliyordu aslında en baştan beri. ve ben o ilk dürüstlük kuralını hiç bozmadım sözlük. ilk zamanlar o beni çok seviyordu ben ise çok az. bana seni çok seviyorum, hayır ben daha çok yaaa dediğinde hiç hayır ben daha çok diyemedim. çünkü o daha çok seviyordu.. güvenimi öyle sarsmıştı ki, konusu her açıldığında üzgünüm sana güvenmiyorum demekten hiç çekinmedim bi kere bile.
ona hiç güvenmiyordum. son hakkını kullanıyordu. telefona yediğin yemek kuru fasülye ise bana nohut demeyeceksin demiştim. tek yapması gereken herşeyi doğru söylemekti..
bir gün evdeyim. telefonda mesajla konuşurken whatsapp de mesajım iletilmedi. tek tik oluşmuştu.. o kadar güvensizliği aşılamıştı ki bana ya neti koptu ya da biri aradı dedim ve telefon açtım.. aradığınız kişi şuan bir başkasıyla konuşuyor. saat 00:11 di. 5 dakika sonra kardeşim aradı dedi. yan odada uyuyan kardeşi yani.. inanmıyorum ben sana, telefon ekranının fotosunu çek arama kaydını görmek istiyorum dedim. bir foto geldi. foto 00:19 da gelmişti. konuşma geçmişi ise; kardeişi ile 00:17 de 25 saniyelik görüşmeydi. iyi de ben onu 00:11 de aramıştım ve meşgul çalmıştı ?
bana yalan söylüyorsun kim aradı dedim.. mert dedi. lanet olsun yine mi mert ! özlediğini söylemek için aramış. o da yanlışlıkla açma tuşuna basmış ve mert çıkmış.. beni sevdiğini ve artık konuşmak istemediğini söylemiş kapatmış telefonu. mert aradı diye de bana söylemek istememiş..
ulan sen bana doğruyu söylesen ben sana yabancı numaraları açmayacaksın demedim mi ? diye kızardım. kimin aradığı önemli dğeil mert ya da başkası, sadece bu nedenle kızardım o kadar..
bu cümleyi aynen yolladım ona.. ama olan olmuştu. 15 gün dayanamamış 3. yalan hakkını doldurmuştu sözlük. ya prensesimi seçecektim ya prensiplerimi.. eğer bugün taviz verirsem bir daha iflah olmayacaktı.. prensiplerimi seçtim sözlük içim yana yana. kurulan hayallere mi, gördüğüm rüyalara mı, konuşmalara mı, güvene mi, sevgiye mi neye üzülecektim bilemedim..
neredeyse 1 aydır tek bir irtibat bile kurmadım onunla. toplamda 3 aydır ayrıyız.. twitter facebook telefon numarası whatsapp her yerden engellemiştim. ulaşması imkansızdı. twitter a da girmiyordum, tweet lerim herkese açık olduğu için bir şekilde -giriş yapmadan- okuyabilirdi. ama twitter a da girmeyince bir hayat belirtisi göstermediğimden olacak ki bir gün annesinden aradı beni. 5 dk sonra kapattım telefonu. duygularım karmakarışıktı.. sevgiden midir nefretten midir nedir, kız olmak istedim. kızlar gibi güçsüz olup ağlamaktan çekinmemek istedim. ama yalnız kaldığımda bile odada, kendimden utanıyordum ağlayacak olursam.. yine tuttum kendimi sözlük..
ben bu gece onu özledim sözlük. ne kadar nefret etsem de ne kadar birlikte olmamız imkansız olsa da ben onu özledim. çevremde o kadar güzel kız o kadar asılan varken.. ayıptır söylemesi temiz yüzlü olunca kızlar da biraz ilgi gösteriyor sözlük. ama ben onu özledim işte. tamam imkansız benim için bunu ikimiz de biliyoruz ama ben özledim işte. faslasıyla hem de.. biliyorum ki telefonda sesini duymam bile çok şeyi değiştirecek. hele ki yüz yüze görüşsek kim bilir neler olur.. sanırım onu görsem kollarıma gözlerime ayaklarıma mani olamayacağım.. onu, beni aldatan kaltaktan bile daha çok sevdim çünkü..
ben bu gece özledim sözlük. yüzü gözümün önünde, kulağımda sesi var. arkadaşımın sigara dumanı gözlerimi sızlatıyor. ama ben erkeğim, bugün de gözlerimi kontrol edeceğim buna inanıyorum. o şimdi zili çalıp sana geldim demezse tabi..
iyi geceler sözlük. tarihin gördüğü en büyük optmist insan bile bu gece kederli kusura bakma..