Yanağımdaki tokat izi, beş parmağın tarihe geçme hevesidir.
Burada bir öfkeyi yatıştırmak için en iyi yol Sen haklısın değil, Kaç şeker? demek.
Statik enerjiye bir çift lafım var: Durduğun kabahat!
Ortak medeniyetimizin iki kilometre taşı olan tükenmez kalem ile roll-onun çalışma prensibinin aynı olduğunu biliyor muydunuz?
Süre-miktar ilişkisi bakımından edebiyatla akışkanlar mekaniğinin ortak yanı gözyaşlarıdır.
Şimdiki bebekler çok şanslı. Bizim diş kaşınma dönemlerimizde Tabu düdükleri yerine koltuk başları vardı.
ilkokulda operaya götürmüşlerdi. Öğretmenimiz kulisteki terli kadınlardan biriyle konuşurken kadının aslında hiç acı çekmediğini görünce şaşırmıştım.
Kep fırlatma töreni sürdükçe akademinin güvenilirliğinden, temel atma töreni sürdükçe yapıların sağlamlığından hiçbir zaman emin olamayacağım.
Erken kalktım. Yüzümü yıkamaya gittim. Aynada kendime neden erken kalktığımı sordum. içerideki yastık dile geldi: Çok soru sorma, gel buraya, doyamadım sana
Cam kırıklarını süpüren süpürgeye fazla mesai bile vermiyorsunuz, oysa canı çok acıyor.
Rezonans ressamı Ne? Leooonardooo da Vinci
Bir kâse Antep fıstığına baktığımda ağzını kapatamayanların sır tutmayı bilenlerden çok daha kalabalık olduğunu görürüm.
Rahmetli üçlü priz kralının üç çocuğu miras yüzünden birbirine girip mahkemelik olmuş. Hâkim Hulusi Kentmenmiş: Adam milyonlarca kilowatt elektriği paylaştırdı, hiç mi ders almadınız?
ilkbahar mönüyü verir. Sonbahar hesabı getiren garsondur.
Dünya tersine dönmüş, insan kuşun üstüne pisliyor dedi Aleksi Pavloviç. Anlaşılan uzun zaman olmuş ki, baş aşağı durarak da isabet ettirmeyi öğrenmiş.*