Sinek öldürüyorum yahu dedi genel izleyici. Alkışlamıyorum.
ingilizlerin bazı şeylere net, dolaysız bakışını kıskanıyorum bazen. En fazla dizlere kadar gelen, kimilerince uzun don denen güdük pantolona kısaca short diyorlar.
Ateşin ve yazının henüz bulunmadığı, saatin de zaten olmadığı yıllarda kadınlarla tanışabilmek için tek bir soru aklıma geliyor: Ohumbo?
Orman dediğin, ağaçların toplantı ve gösteri mevzuatına muhalefeti değil midir? Devlet izin vermiş bile olsa, yakılmadan ya da yerlerinden sökülmeden kolay kolay dağılmıyorlar.
Sen ne zaman düz bir çizgi çizmek istesen cetvel kâğıda yanaşıp hakkında ileri geri konuşuyor.
Yıllar önce Max Brodun mezarını ziyaret etmiştim. Telefonumun şarjı bittiği için mezar taşının fotoğrafını çekemedim ama kırmızı sprey boyayla Almanca (YAKMADI) yazılmıştı. Mezarlığın doksan yaşındaki bekçisi bu yazıları defalarca sildiğini ama tekrar yazıldığını, artık bıkma noktasına geldiğini söyledi. Başka birilerine de yazıyorlar mı? diye sordum. Hayır dedi. Sadece Bay Brodun mezar taşına. Hep aynı şeyleri de yazmıyorlar. Her seferinde farklı dedikten sonra cebinden bir defter çıkardı. Anlaşılan her yazılanı not ediyordu. Gözlüklerini takıp okudu: DOSTO AZDIR, KAFKA YOKTUR. Bunu geçen yıl yazmışlardı. En tuhafı da şuydu dedi sayfaları çevirerek. Ben pek anlamadım ADINI BiR DONDURMAYA VERDiLER. AMEN.
Nubar Terziyanın filmi televizyonlarda her yayınlandığında torunlarına telif ücreti ödenmesini anlayabilirim, sandalyeci Murtaza Ustanın sandalyesine her oturduğumda ona bir ödeme yapmıyor olmamı kimseye söylemeyin.
Kadınlar çok konuşuyor diye şikâyet etmeden önce, erkek isimlerine birkaç harf ekleyerek kadın isimleri yapılması üzerine düşünmek lazım. Hüsnü-Hüsniye, Şemsi-Şemsiye Kadın daha adını söylerken öne geçiyor, ne diyeceksin?
Tek bir çubukla adamın kafasını patlatabilirsin, iki çubukla iki gözünü birden aynı anda oyabilirsin. Veya üçünü bir araya getirip A harfi yapabilirsin ki galiba bu hepimiz için daha iyi bir başlangıç.
Korkunu sayısallaştıramıyor musun? Yavaş ol. Trilyarlara, kentilyonlara gitmene gerek yok. Yaklaş. Üç ile dördün tam ortası matematiğe en uzak, kendi titreyen nefesine en yakın yerdir.
Babaannem dedi ki: Cenabül Rabbil Âlemin insana kıyametin vaktini söylemez, çünkü bileydik en son düğünde kimse bişey takmazdı.
Bir teoriye göre analizin senteze ulaşması için kalın bağırsaktan geçmesi gerekiyor.
Piramitler inşa edilmeden önce dev balonlar dünyanın hâkimiydi. Piramitler sayesinde büyükler patladı. Beş bin yıldır küçüklerle idare ediyoruz.
Ekimsin diye eylüle sövme dostum dedi Aleksi Pavloviç. Senin de topuğun kurur, kasıma maskara olursun.*