askerlik anıları

entry624 galeri
    288.
  1. hayatımda yediğim en büyük dayak sözlük! öyle böyle bir dayak değil ama... yani ağır dayak... hani bir insan evladı öyle dövülmez! adam dövüyor, yatırıyor yere üstünde zıplıyor, yoruluyor, yere çöküyor, "dikkaaaaaaattt" diye bir bağırıyor, sen mecburen kalkıyorsun ayağa... yine dövüyor. hayatımda yaşadığım en iyi deneyim... ve kendimden hiç beklemediğim, sivil hayatta 40 sene düşünsem aklıma gelmeyecek bir intikam... muhteşem!

    eveeet fragmanı sevdiyseniz mevzuyu anlatmaya başlıyorum...

    usta birliğine henüz katılmışız çavuş eğitimden, daha ilk gün uzman çavuş geldi, çavuş olanlar ayrılsın deyip ayırdı bizi, aldı odasına götürdü. neyse iş bölümü yaptı, ben de 40 kişilik bölükten sorumlu oldum. tabi yeni olduğumuz için üst devre çavuşla takılcaz en başta...

    her neyse gel zaman git zaman, 1 hafta kadar geçti. ortama alışıldı hemen, ancak can sıkan durum var. üst devrelerden biri sürekli benim sorumlu olduğum bölüğe karışıp duruyor. bi süre sonra bu mevzu kasmaya başlayınca gittim konuştum lavukla. biraz tartıştık ama sonunda eyvallah öyle olsun deyip ayrıldı...

    konunun üzerinden günler geçti. gördüğüm yerde selamlaşmıyoruz ama bir kin de yok adamla... bir gün, bölük binasının önünde 2 arkadaşla oturuyoruz. bir araç geldi, 4*4... içinden bir hatun indi ama afet... ya da bize o an ki psikolojiyle öyle geldi bilmiyorum. yüzbaşının eşi aynı zamanda. bunu bile bile bizde de nasıl mallıksa kendi aramızda konuşmaya başladık, çok iyi hatun çok güzel hatun, yenge de erik gibiymiş maşallah falan. kadın yürüdü gitti. biz bi sigara yakıp devam ettik muhabbete... bi 15 dakika kadar geçti baktık yüzbaşının habercisi geliyo bize doğru.

    -lannoldu, yüz başı sizi çağrıyo!
    +aha noldu lan? niye?
    -bilmiyorum abi gelin acil dedi...

    iyi dedik kalktık gittik. çaldık kapıyı, girdik içeri. adam makamında oturuyo, baktı bize. tekmil verdik... yüzbaşı dedi ki "kapıyı kapatın..."

    "kapalı komutanım" dedim.
    "kilitle kilitle" dedi...

    "ananısikiyim" diyorum içimden "kesin bize gizli görev vericek!"... kilitledim kapıyı. geçtim yerime. o sırada yüzbaşı da kalktı yerinden gömleğinin kollarını sıvadı. biz hala bekliyoruz ne diyecek diye. geçti masanın ön tarafına karşımızda duruyo. abi bize bir daldı o adam. tekme tokat allah ne verdiyse...çaaat, çuuut vuruyo ama nasıl! hepimize nasıl aynı anda vurabiliyo anlayamadım bile!

    en sonunda düştük yere üçümüz de, herif tekmelemeye başladı tam vurucak tuttum ayağını.

    -komutanım... komutanım bi dakka komutanım! bi şey arzedebilir miyim??

    can havliyle soruldu soru. çekti adam ayağını...

    +et amına koyim et!
    -komutanım... biz neden dayak yiyoruz?
    +siz neden dayak yiyorsunuz... kalkın ayağa.

    dedi. kalktık. yine başladı dövmeye... bi yarım saat dayağı yedik biz fragmanda da bahsettiğim gibi... dinlene dinlene dövdü adam bizi. en son dikkat çektiğinde kalktık ama dizlerimiz titriyo, duramıyoruz ayakta... "çıkın" dedi. "sizinle daha işim bitmedi..."

    zor bela çıktık dışarı. ulan her yerim ağrıyo ama sinirden ağlicam o derece. hala konuya hakim değiliz. neden dayak yedik bilmiyoruz bile. çıktık koğuşa, baktım karşıdan bu üst devre eleman geliyo. bize bakıp sırıttı pis pis... o anda anladım herif bizim yüzbaşıya karısı hakkında söylediklerimizi ispiyonlamış. nasıl gidip bunu söylemiş hala anlayamadım ama adam gitmiş söylemiş bu herifler karınız hakkında böyle böyle dedi diye... neyse yattım yatağa, biraz kendimi toparladım 2-3 saat sonra indim aşağıya sigara içmeye.

    kümes vardı bizim yüzbaşının, hindi beslerdi koğuş binasının arkasında. baktım bu hindi dolaşıyo. sinirliyim, çıkarmam lazım sinirimi. gittim kümese, soktum hayvanı, kilitledim kapıyı. o hindiye nasıl vuruyorum, botumu çıkartıp öyle vurmaya başladım hayvana o derece... aldım sinirimi, çıktım kümesten, üstüm başım dağınık. düzeltirken kafamı bir kaldırdım. 10 metre ileride yüzbaşı. bana bakıyor.

    "asker" dedi "noluyo orada?!"
    "yok bi şey" komutanım dedim. derken bir baktım yanımdan hindi geçti, iki üç adım attı düştü yere.
    "asker" dedi "buraya gel".
    gittim, bir de orada dayak yedim. 4 hafta çarşımı kilitledi. gitti.

    aradan 3-4 gün geçti, herifi nerede görsem bize demediği laf, etmediği küfür kalmadı. sadece üçümüze... en sonunda baktım olacak gibi değil, çocuklara dedim yüzbaşıyla konuşmamız lazım yoksa bizim askerlik bitmeyecek böyle. neyse sabah gittik ilk iş herifin odasına. çaldık kapıyı girdik içeri verdik tekmili.

    -komutanım müsaadenizle bir konu arz edecektik...
    +ne var lan bıkmadınız mı dayak yemekten?!
    -komutanım... sanırım çok büyük bir yanlış anlaşılma oldu. birisi size gelip ne söyledi bilmiyorum ama, ben istanbul çocuğuyum. hatun görmeyen insan değilim. arkadaşlarım da aynı şekilde... benim nişanlım var*, arkadaşların bekleyenleri var. hepimiz neyin ne olduğunun farkındayız ve askerliğimiz bitsin gidelim diye bakıyoruz. sizin ya da bir başka komutanımızın karısına, kızına kötü bakacak insanlar değiliz biz. yine de özür dileriz komutanım.

    adam bi 10 saniye kadar hiç bir şey demeden baktı. kalktı yerinden...

    +ulan... sizin askerliğinizi nasıl yakarım diye düşünüyodum. ama bu cesaretiniz kurtardı sizi. tamam affediyorum. ama bir daha gözüme batmayın! kinim bitti, gidebilirsiniz...

    güzel. mevzuyu az sayılabilecek bir hasarla kurtardık. çarşılar açıldı... barış sürecine girildi ancak ispiyonlayan lavuk... onun cezası verilmeli aga! yerimde duramıyorum, dövsem dövemiyorum... iri yarı da bi eleman. hem de yüzbaşının korkusu. neyse zaman geldi geçti, duydum ki tezkere zamanı gelmiş pezevengin.

    tezkere alacağı günün gecesi, kendime gece devriye yazdırdım. saat gece 3, kendi şarjörlerimi gittim sivil eşyaya, herifin valizine, en alta yerleştirdim. sabah içtima, canım benim giymiş sivilleri, arkadaşlarıyla vedalaşıyor. cavuşum, bölüğün en önünde duruyorum. yanımda onbaşı. uzman çavuş falan... neyse yüzbaşı geldi. tekmil aldı. bizimki gitti vedalaşmaya yüzbaşıyla.

    aldı valizini gidiyor. onbaşıyı aldım yanıma. yüzbaşıya gittim. "komutanım" dedim "bi konu arz edecektim. arkadaşın valizi aramadık..."
    baktı yüzüme yüzbaşı. "doğru" dedi, "prosedürü uygulayalım"...

    onbaşıya söyledim aramasını. gitti koşa koşa, aldı valizi. eleman şaşkın. açtı valizi onbaşı. çıkardı şarjörleri... yüzbaşının yüzü, o ispiyoncu götverenin yüzü... of!!! orgazmdan daha zevkli anlardan biri sözlük anlatamam!

    -komutanım ne yapalım?
    +odama götürün.

    götürdüm odaya. geldi yüzbaşı.

    -komutanım bir emriniz var mı?
    +kapıyı kilitle dışarıdan... haberciye söyle içeri kimseyi almasın.
    -emredersiniz komutanım!
    10 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük