Bazen çok gülüyorum insanlara, özellikle de aşk acısı çektiğini sanıp kendini yerden yere vuranlara.. Çok büyük acılar yaşayanlara küçükleri tuhaf gelirmiş, atlatamıyorum, vay şöyle ölüyorum diye.. Ağzını açan unutamıyorum! yeaaa diyor.. Aradan 2 ay geçince bir başkası ya da unutulmuş olaylar zinciri..
Düşünsene.. O kapasite varsa tabi.. Unutamıyorsun.. Yıllarca beyninde bir timörle yaşamış bir adamsın.. Sağ temporal lobunda, beynin güncelleme noktasında bir timör.. UNUTAMIYORSUN.. Gerçekten.. Bilinçaltı hikayesi de yok.. Hiçbir sesi, Hiçbir kelimeyi, Hiçbir kokuyu, Hiçbir cümleyi, Hiçbir olayı, Hiçbir ayrıntıyı, Hiçbir anıyı.. Kesinlikle ama kesinlikle unutamıyorsun.. Sonra bu insandan normal olmasını bekliyorsun.. Ne tuhaf.. Başı, düşünceleri, yaşadıkları, her şeyi kendine artık ağır gelen bir adamdan sağlıklı kararlar vermesini bekliyorsun.. Ruhundan ve aldığı nefesten bile bıkıp defalarca artık yeter! diyip intihar eden ama Allah'ın 'Dur daha çekeceğin var' diyerek sürekli hayatta tuttuğu bir adam.. Ne tuhaf.. Herkesin acısı kendine ağırdır değil mi?
Herkesin hayatını yoluna koymak için destek olup, sonra yine susup sadece 'Ben iyiyim' diyebilen bir adam..
Galiba çok yoruldum, iyice hissizleşiyor, ruhsuzlaşıyor, kafamı kaldıramıyor ve kağıt kalemden korkuyorum.. Şu kalemin bana küsmesi için yalvarıyorum.. Kafamda susmayı için yalvardığım sesler var derken insanlar edebiyat parçaladığımızı sanıyor.. Ne tuhaf..