Hiçbiri aslında.
Kişiyi özel yapan, karşısındakinin hissiyat derecesidir.
Çünkü herkes sana dokunduğu gibi bir başkasına dokunabilir, konuşabilir ve paylaşabilir. Her hareket bir öncekinin tekrarıdır.
"Ben güzele güzel demem, güzel benim olmadıkça." lafı da bunu anlatır.
Sevince güzelleşir ve güzelleştirirsin.
Ben seni severim ve sen özel olursun.
Senin meziyetlerine sahip milyonlarca adam olması, hatta senden on kat daha iyilerinin olması beni hiç ilgilendirmez. Ben seni renklendirmeyi, kendi rengime katmayı seçmişimdir artık.
Bu kısır döngünün sonu yoktur. Birilerinin özel olduğuna, hatta kendimizin de eşsiz olduğuna inandırırız bünyemizi.
Halbuki, hepimiz aynı bokun lacivertiyiz.
Güzel kokuyor olmamız, içimizin çürümediği anlamına gelmiyor.