seni görüyorum
kalabalık içinde kalmışız
kulağıma değiyor nefesin
ne anlattıysan diyorum
derin bir sohbete dalmışız
sonra sana biraz hava
almaya gidiyoruz
kadıköy'den, moda'ya doğru
bitmeyen bir yol bulduk
yürüyoruz, varıyoruz
erciyeş apartmanı'na karşı
oturmuşuz bir yudum su
bir kusmak korkusu
acaba adında bir
duygunun sanrısı
sen anlamıyorsun,
ben anlamıyorum
bilmiyoruz dışarıdan
nasıl, ne biçim
görünüyoruz
gülüyoruz çok
gülmeyi unutan çok
rahatsız oluyorlar
sana soruyorlar,
bana vuruyorlar
canın yanıyor
senin bu yükün
çekilir yük değil
gökçe bir ay var
doğmuş nasıl
doğmuşsa gecenin
üstüne, üstüne
bir gökçe dalga
daha sonra
vurmuş kayaların
kıyıların üstüne
tam da bulmuşlar bizi
apartman kapısında
gülüşür vaziyette
bir basamak üstünde
bir pencerenin ardından sonra
bir el sallanmış, bir adama
adam sonra yığılmış
olduğu yerde öyle
kalabalıklar içinde
kulağımda nefesin
zihnimde şen sesin
gidersin bugün yarın
kapısını kitleyip
bu kocaman gördüğün
şehir diye bildiğin
ruhumun kafesinin