ihracat gelirleri artıyor demek çok iddialı bir laf. Bizim ihracatımız genelde ara ürünlerden veya tarım ürünlerinden oluşuyor. Bunların fiyatları çok yüksek değil. Üstelik ham olarak verdiğimiz ara ürünleri sonradan işlenmiş halleriyle daha pahalıya satın alıyoruz. Böyle bir manyaklık sadece bizde olabilir.
Ağır sanayi niteliğindeki ürünlerimizde ise ara ürünlerden sonra gelen uç ürünler denen işlenmiş hammaddeleri hep dışarıdan ithal ediyoruz. E dolar yükselince bunlar yerinde saymıyor, haliyle bu uç ürünlerin fiyatı da artıyor. ihracatçı bu uç ürünlerdeki artışı ister istemez kendi son ürününe yansıtıyor. O zaman ya ihracat satışları/ pazarı düşüyor veya iç piyasaya yöneliyor ama her ikisinde de satışları durgunlaşıyor.
Yani dolar artıyor ihracat patlayacak lafı, belki teoride olarak doğru ama uç ürünlerde dışa bağımlı olduğumuz için otomatikman ithalatı da artırıyor. Bu yüzden yıllardır iki yakası bir araya gelmiyor ithalat-ihracat dengesinin.
Ama bizden bir şey olmaz biz anca hizmetkarız, biz icat buluş yapamayız diyen bir yönetime sahip ülkede, ara malların işlenmeden satılması bile bir mucize. Bir zamanlar bizi otomotiv üssü yapmaya karar vermiş firmaların istedikleri kalifikasyonları da bulamadıklarını düşünüyorum.
Mesela Volvo, Renault kamyonlarını artık Karsan'a değil Fransa'daki Renault fabrikalarında yaptıracak. Bunda Renault'un baskısı kadar ülkede beklenen nitelikli işçi/ teknoloji/ ucuz işgücü arayışlarının karşılanamamasının etkili olduğu kesin.
Nitekim VW de halen Türkiye Polonya mı arasında (onca gel gele ve Türk piyasasında lider firma olmasına rağmen) karar verebilmiş değil.
Cumhuriyetin binbir zorlukla kurulan, belki ağır aksak ama bir şekilde yükselen sanayisi de çatırdıyor galiba.