ben alıyorum 1 liramı elime, gidiyorum bakkal yusuf'a "kaça abi limonun tanesi" diyorum. gözleri parlıyo pezevengin. "tanesi 1 lira" diyor. bak deyyusa, bak yezite, limonun tane 1 lira, sinirleniyorum.
ama bozuntuya vermiyorum, "o halde 1 tane limon almak istiyorum" diyorum, fırlıyor yerinden, hemen sandığın başına. eğlence o zaman başlıyor, "yok o büyük, yok o küçük, yok o buruşuk, yok o tam sarı değil" tam bir saat. limonun taneyi bir liraya satacak ya, ne dersem eyvallah çekiyor. yarım saat güzel eğlence. değiyor bir liraya. hele hele o limonun suyunu bakkal yusufun önünde sıkıp saçlara sürmek yok mu? paha biçilemez.