oda arkadaşımın deprem zamanı gölcükte yaşadıklarını her hatırladığımda tüylerim diken diken olur. bende depremde Yalova'daydım ama ne bana ne ailemden birinin başına ufak tefek yaralanmalar halinde hiçbir şey gelmedi. yani şanslı olan ailelerdendik. ama elvan öyle değildi. iki odalı evlerinin tek odasında bulabildikleri ailelerinin ve tanıdıklarının cesetleriyle iki hafta yaşamışlardı. yanyana, aynı evde. hem ölü hem diri. sırf dışarıdaki isimsiz kefensiz bir hiç olarak toprağa verilmiş olan o insanlardan farkları olsun diye.
elvan her gece uyumadan önce gözlerine siyah bi bant geçirirdi, uykuya rahat dalabilmek için. eğer uyurken istemediği bir felaket olurda üzerine bir kolon yıkılırsa, ve göçük altında kalırsa hiçbir şey göremesin diye. göçükten kurtarmak için çabalarken kaybettiği annesini hatırlamamak için. annesinin gözlerini son defa öyle gördüğü için.. o uyumadan ne ben uyuyabilirdim ne elvan'ın gözleri..