ilkel benliğin, ilkel ötekileştirme eylemidir. bir kimsenin tek başına üstünlük iddiası irrite edicidir. bunu farkeden ben-merkezli kimse, belki de tepki çekmeme adına biraz daha geniş bir grubun içine dahil olur. bu grup da genel olarak kan bağı kurduğu atalarıdır. "ben üstünüm" yerine, "biz üstünüz" nutku atmaya başlar. bu kez yalnız da olmadığı için, grubunun bu zihniyetteki yandaşları da "evet haklı, biz üstünüz" diye ona destek olurlar. bir sonraki aşama üstünlük algısının, ötekileştirme safhasıdır. yalnızca üstünlük kafi gelmez, yeni hamleleri diğer etnik grubun taşlanmasıdır. aşağılama ve tahkir başlar. bu his öylesine sinsice ilerler ki, hangi noktada "ırkçı" olmuştur, o bile kavrayamaz. ilkel benliğin acizliği, insanlık suçuna dönüşüvermiştir. bu konuda tebessüm ettiren, ama bir o kadar da ırkçılığın tabiatını özetleyen şu fıkra manidardır:
iki siyahi çocuk bir fuara gezmeye giderler. bir makinaya rast gelirler... siyahileri beyaza dönüştüren bir makinadır bu. ve dönüşüm için gereken ücret de yalnızca 5 dolardır. çocuklardan birinin 6 doları, diğerinin de 4 doları vardır. çocuklar maruz kaldıkları ırkçılıktan o kadar bunalmıştır ki, beyaz olmaya karar kılarlar. 6 doları olan çocuk diğerine:
- ben bir deneyeyim. eğer gerçekten oluyorsa, sana 1 dolar borç veririm, sen de olursun.
der. sonrasında çocuk makinaya girer ve beyaz bir şekilde dışarı çıkar. diğer çocuk sevinçle yanına koşar ve der ki:
- hadi 1 doları ver de, ben de beyaz olayım.
cevap kalp kırıcı, yüz kızartıcıdır:
- hadi ordan pis zenci!