evet, rüya sona erdi ve halk bir kere daha yenildi..
ama klasik anlamda bir yenilgi degildi bu...aslında kazananla kaybedenin yer degiştirdigi dengesiz bir durum söz konusuydu...
Spontane birikim ve öfke patlaması bir öfke örgütü yarattı...
örgütsüz bir örgüttü bu, naif, çocuksu ve eglenceliydiler...
Eklektik bir yapıydı, temel bir ideolojileri yoktu, ortak çelişkileri gittikçe hoyratlaşan otoriteye karşı duyulan öfkeydi.
içlerinde çogunlukla apolitik, hayatında ilk defa eylem görmüş gençler vardı...
tutunamayan enteller, duyarlı çevreciler, lümpenler ,eski solcular, anarşistler..
Böylesine çok sesli bir korodan bırakın senfoniyi , dogru dürüst söylenebilen bir türkü çıkması bile mümkün degildi... söylemeye çalıştılar beceremediler... ama sesleri duyuldu... her taraftan duyuldu.
Sessizligi kurgulayan , sessizligi duymaya alışkın olanlar bu sesten,degişik alışık olmadıkları garip ürkütücü bu ezgiden ürktüler...
Gezi Parkı direnişinde ABD ve AB emperyalist oligarşileri, daha düne kadar sırtını sıvazladıkları, kredibilitesini yükselttikleri AKP Hükümetine metazori ve oldukça sert balans ayarı çektiler.
Erdoğanın kuyruğunu kıstırıp daha uzlaşmacı bir politikaya geçiş yapmış gibi görünmesinde bunun da belli bir etkisi oldu kuşkusuz.
Ancak burada iki yanılsamayla sınırları kalın biçimde çekmemiz gerekir.
devam ederim sonra, belki..........sıkıldım.