Hesaplaşma öyle çirkin bir kelimedir ki Türkiye'yi bu duruma getirmiştir. Sağcısı, solcusu, islamcısı, sosyalisti, ulusalcısı, milliyetçisi herkesin dilinde dönem dönem gezen çirkin kelime hesaplaşma. 12 eylül'de birileriyle hesaplaşmak yerine düzen sağlansaydı keşke. Ya da 28 şubat 12 eylül'ün rövanşı olarak görülmeyip özgürlükler kısıtlanmasaydı. Namaz kılan ordudan atılmasaydı . Veya bugün sadece 28 şubat merkezli intikamcı bir yargılama yerine "sadece darbeciler", "tüm darbeciler" yargılansaydı. Hiçbir iktidar sonsuz değildir. Bir gün Akp'nin yerine başkası gelecek. Eminim kim olursa oılsun o da 5 Ağustos ile hesaplaştığını söyleyip adaleti, hukuku katledecek. Ve kitap okumaktan gözleri bozulanlara inat her konuşanı alkışlamaktan elleri nasır tutan bu güzel halk onu da alkışlayıp destekleyecek. Keşke güzel ülkemde yıllardır başa gelen en azından birkaç yöneticinin amacı adaleti ele geçirip geçmişte kendine yapılanların intikamını almak değil de gerçekten adaleti sağlamak olsaydı hem refah hem ekonomi hem özgürlük açısından nerelerde olurduk bir düşünün. Son olarak mümkün olduğunca okumaya ve düşünmeye çalışan biri olarak tek isteğim "isyan etmeniz gerektiğinin farkına varmanız. " O veya bu partiye değil. Amacı ülkeyi adaletli kılmak değil de adaleti kendisi için çalıştırmak olan her yöneticiye karşı. Amacı "hesaplaşmak" olanlara karşı.
