sesler çekildi
bulutların hışırtısı
ve göklerin gürültüsü
dışında ne varsa gitti
gece, güne yaklaştı
güneşin, eli kulağında
ha doğdu, ha doğacak
ben bir çatının üzerinde
elimde sigara
ve kafein kokulu,
ve şekere hasret bir kahve
gözlerim kamaşacak gene
uzaklarda denizi
masmavi gördüğümde
yüzler çekildi
bir kıyamet patırtısı
ve ateş çemberleri, zemheri
içimde her ne varsa bitti
ben, sana yaklaştım
kıyametin eli kulağında
ha koptu, ha kopacak
ben bir okyanus ortasında
dökük bir kayık
ve kırık bir kürek
ve bata-çıka hasretler içinde
boğazım düğümlenecek gene
uzaklarda karayı
vuslat gibi gördüğümde
otlar sarardı
bir rüzgârın uğultusu
ve serin yalnızlıklar, ferfecir
bahara dair ne varsa düştü
rüzgâr, fırtınaya yaklaştı
güzün eli kulağında
ha geldi, ha gelecek
ben bir ağacın dalında
sararmış bir yaprak
ve kurak bir ten
ve savruk bir hayat peşinde
yere düşeceğim gene
kaldırım taşlarını
sen gibi sevdiğimde
asıl sen o zaman gör
parça parça savrulup
unufak olduğumda...