26 Mayıs 2010 tarihinde, erkan aktuğ ile yapmış olduğu söyleşiden bir kısım:
--spoiler--
Daha önce hiçbir yerde konuşmadığım için, aklıma geldi geçen gün, anlatmak istiyorum. Sonuçta bütün hikâye geldiğin yere bağlanıyor. Darbe öncesinde (12 Eylül) filan ben de ayaktaydım. Mahallede (Eyüpte) abilerimiz vardı, onlar tiyatroya giderlerdi. Mahallede top da oynarlardı ama haytalık yapmazlardı, birleşip toplaşıp konuşurlardı, biz de aralarına girerdik. Dünyadan, Türkiyeden, tiyatrodan konuşurlardı. Harun abi, Hakan abi, Vedat abi vardı. Hakan abinin annesinin adı Dursendi, ona Dulcinea derlerdi, çünkü Don Kişotu biliyorlardı. Anlatabildim mi? ilkokulda öğretmenin bize ilk verdiği ders şuydu: Her ay bir tane kitap okuyacaksınız, ben imzalayacağım. Bütün hikâye oraya bağlanıyor aslında yani. Geldiğin yere.
--spoiler--