Hayallerinizde başrol oyuncusu kendiniz gibi gözükürsünüz ama aslında sizin olmadığınız fakat olmak istediğiniz her şeyi taşıdığı için realiteyle arasında 180 derece fark vardır. Bazen bu hayal kurma süreci o kadar uç noktalara varır ki 180 derece olur 360 derece; alter ego, reel hayattaki sizin yerinizi almaya başlar. Bu süreç ille de, duvarları yumuşak deli hastanesine gitmekle sonuçlanmaz tabi ama bu alter ego-gerçek ben arasındaki çatışma, hep mutsuzluk yaratır.
Mesela dişlek, kısa boylu, hafif şaşı, süpürge saçlı bir kız (dikkat ederseniz kezban demedim saygılı oldum*); hayallerinde kendini marilyn monroe olmasa bile dizilerde oynayabilecek güzellikte biri olarak canlandırıp "alter ego"sunu yaratır; bu kıza da eş olarak Brad Pitt'i seçer ve sürekli hayallerini bu senaryo üzerine kurar. Bir süre sonra iki kişilik üst üste gelip çakışır ve kız, reelde de kendini Brad Bitt tipli erkeklerle eşleştirir, onların peşinde koşmaya başlar.
Herhangi bir olumlu cevap alamadığı için de sürekli mutsuz olur.