azıcık konuya vakıf olanları gülümseten olaydır. adam kendi küçük dünyasında eser coşar ateistim medeniyim özgürüm diye. bir bakarsın musalla da. gerçi ölünün ardından gülmek yakışık almaz. ama ne varki vaziyet hakkaten komik. hiç de öyle özgür falan değilmişsin sevgili mefta arkadaşım. hatta derin paradokslar varmış içinde. demekki hakkıyla inancını haykırıp kendini musalladan uzak tutamamışsın. hani içinden kıvrım kıvrım kıvrandıysan, tereddüt ettiysen eğer inançlarını ortaya koymakta sende de ikiyüzlülük, eyyamcılık varmış be arkadaş. yani o kadar da omurgalı değilmişsin . ha her zaman böyle değil. bazen aileler yakınlarının durumunu kabullenmezler. ele güne karşı ne denir sonra. belki de ali ismail korkmaz ın durumu da böyle olsa gerek. yazdıklarıyla din ve vicdan hürriyetini olabildiğince kullanmaya çalışmış. sonra sen gel hooooop musallaya kon. bilemezsin ki belki te part-time ateistti. olur mu olur. bu kulaklar neler duydu. neyse gevezeliğin lüzumu yok. belki de atalarımızdan miras olan meftaya saygı merasimi olarak görüldüğü için vazgeçilemiyor diyelim. sonuçta elin ecnebisinin kilisesine gidecek değil ya cenazemiz. hepsi ışıklar içinde yatsın.