türkiye'nin önderliğinde atılacak kararlı hamleler ile kurulması gereken birlik ve birliğin devamı niteliğinde yeni devlet.
nasıl ki güçlü devletler dış politikada "sınır değiştirmece" oyunları oynuyor, çeşitli planlar yapıyor ve bu planları uygulamaya sokuyorsa, türkiye'nin en geç birkaç sene zarfında bu politikalara karşı doktrinler geliştirmesi ve karşı hamleler yapması artık kaçınılmaz bir hal almıştır.
bakınız bop vesilesi ile burnumuzu soktuğumuz ortadoğu'da tam bir fiyasko ile karşı karşıyayız bugün.
nereye el atsak kuruyor.
filistin, suriye, mısır politikalarımız ve bu politikalar doğrultusunda desteklediğimiz unsurlar yanlış ve hatalı da olsa türkiye'nin politikalarını rencide etmiştir.
ayrıca iç siyasette toplumun büyük kesimini rahatsız ve rencide eden bir "kürt açılımı" saçmalığı türkiye'yi dünya nezdinde "güçsüz ve boyun eğen" bir devlet konumuna sürüklemiştir.
biz her ne kadar olmaz, olamaz da desek, kabullenmesek de ve ne çeşit bir ironidir ki türkiye cumhuriyeti'nin de desteği ile bağımsız bir kürdistan da kuruluyor ve kaçınılmaz bir gerçek ki kurulacak.
üstelik sınırlarımızın ötesinde kurulmakla kalmayacak, türkiye'nin bir kısmını da bizden söküp alacak.
şimdi, bu kaçınılmaz sona doğru, yokuş aşağı frenleri patlamış bir kamyon gibi ilerliyoruz.
evet, şu durumda elimizdekilere bakalım.
1-dünya nezdinde özgürlüklerin kısıtlandığı, demokrasinin işlemediği bir türkiye profili.
2-iflas etmiş bir dış politika.
3-güneyde düşman suriye.
4-doğuda düşman iran.
5-güneydoğuda bizi her defasında sırtımızdan vuran kürtler ve kürdistan.
6-malum ermenistan.
7-bizi siddin sene kabul etmeyecek olan lakin hunharca sömüren ab.
8-ortadoğu bataklığından hızla uzaklaşma kararı alan abd.
9-küstürdüğümüz ve düşman hale geldiğimiz israil.
10-yurtiçinde ciddi bir muhalif kitle.
bu konjonktür bizi tek bir noktaya sürüklüyor. kuzeydoğu...
türkiye bu kaybettiklerini ancak bir hamle ile geri kazanabilir. derhal azerbaycan ile entegrasyona gitmek. tabi ki bu bugünden yarına gerçekleşmesi olası bir durum değil. öncelikle azerbaycan-gürcistan ve türkiye arasında gerçek anlamda tüm sınırlar kaldırılacak, askeri ve ekonomik anlamda tam bir işbirliği sağlanacak, federatif bir birlik oluşturulup bu üç devleti ihtiva eden yeni bir devlet kurulacak.
kurulacak yeni devlet, kazakistan, türkmenistan, kırgızistan ve özbekistan ile derhal gümrük birliği antlaşması imzalayacak ve bu devletler arasında serbest ticaret ve bir ekonomi bölgesi oluşturulacak.
bu organizasyon esnasında alınabilecek dış tehdit ve tepkileri nötrlemek adına gerekirse devlet destekli terör timleri kurulacak ve faaliyette bulunacak.
bakınız burası çok keskin bir husus, ama bizlerin iyiliği için, bizim politikalarımıza aksi politika izleyen ve doktrinler üretenler ile başa çıkmamızın yegane çaresi budur.
örneğin,
bu organizasyon ve oluşuma en sert muhalefeti rusya yapacaktır. terörü, rusya'nın göbeğine taşıyacaksınız. abd'nin tepkiler vereceği, piyasalarımıza ve içişlerimize müdahale edeceği muhakkak. aynı uygulamalar, abd ve ab için de geçerli olacaktır.
bizi sindirmeye ve politikalarımıza müdahale etmeye yeltenenler en sert şekilde uyarılacak, aba altından sopa gösterilip, bizi "dış politikamızda" kendi kararlarımızı almaya bir engeli olmayan devlet haline getirecektir.
tüm bunlar olurken de kararlı bir şekilde ermenistan'a ultimatom verilecek ve dağlık karabağ'ın işgaline bir son verilecektir.
şimdi bu herkes için bir ütopya olabilir.
lakin kararlı bir şekilde uygulanacak politikalar ve alınacak önlemler ile gerçeğe dönüşmesi hiçte zor değil.
nursultan nazarbayev'in yıllardan beri beklediği gibi "türkiye yüzünü orta asya'ya dönmeli"dir.
ortadoğu bize ancak savaş ve sefalet getirir.
ama bu politika takip edilerek hazar bir türk gölü haline gelir, türkiye ise dünyanın en büyük 5 ekonomisinden biri olabilir.
böyle bir politikacı, böyle bir parti programı var mı?