görünen ile görünmeyen arasındaki ilişkiyi gerçek anlamda çözebilmek için görünen dünyevi mutlulukların acılarından geçmiş olmak gerekir.
bu anlamda erken yaşlarda anlaşılması güçtür. dünyada sınırsız mutluluk yoktur ve mutluluklar elde ettikçe daha fazlası istenir. beden doyumsuzdur.
bu yüzden, hayatı minimalize etme ihtiyacı gerçek kayıp ve acılar neticesi gerçekleştikten ve badirelerden insanı çeviren ve hatalarını her şeye rağmen affeden bir koruyucu (rahman) güç tamamen görüldükten sonra, dünyevi arzular önemini yitirir.
bu yol herkes için geçerli değildir. henüz 18 yaşında bunu gören seçkin insanlar da vardır.
zannedilenin aksine, dünya kaynaklarını insanların elinden toplamak isteyen güçler, gençlere anı yaşamaları, dünyanın tadını çıkarmaları telkinini vereceklerdir ve verirler.
başka türlü onların istediği tüketici ve doyumsuz nesiller yetişmez çünkü.