yazılanı okuyup, allah'ın verdiği organla değil, kendi evrimiyle geliştiği belli olan kıç organıyla değerlendirenleri de görüyoruz. sanki biz, buharî hadisini inkar etmişiz. yahu, benim yaptığım iş, sahabe döneminden beri yapılıyordu. buna da 'metinsel yönden hadis tenkidi' denir. benim yazdıklarımın hepsi de dayanaklıdır. hz. ebubekir'in hasta olduğunda ona 9 yaşında bakabilmesi meselesi, 14-15 yaşında harbe iştirakının olması meselesi, bunlar hep tarihî gerçeklerdir. aynı şekilde belirttiğim gibi, rivayetlerde de hz. hatice'nin yaşı tam 12 yıl oynamıştır. hz. aişe'nin ölüm yaşı, 56-59 arasında, kaynaklara göre değişmektedir. birinde oynayan 3 yılın, berikinde oynayan 12 yılın hepsi farklı rivayetlerde mevcuttur. benim buharÎ HADiSiNi iNKAR ETTiĞiM YOK. ki ben, hadisçi bir müslümanım. hadis reddetmem. hadis tenkidi ile hadis reddi farklı şeylerdir. bana hadis hakkında ders verecek densiz ateiste de şaşarım!
hz. aişe'nin ağzından aktarılan rivayette ''ben çocuktum'' sözü geçmez. ''ben bir cariyeydim'' sözü geçer. hür müslümanlar için 'cariye' sözü, 'yetişkindim, erişkindim' anlamına da gelmektedir. gelmişsin, arapçadan haberin yok, artistlik yapıyorsun.
benim görüşüme göre nikah akdi 9 yaşında yapılmış, zifaf 12 yaşında olmuştur.
bunun da akla, mantığa, ahlaka aykırı bir tarafı yok. 1400 sene önce vuku bulmuş bir olayın son 50 senede gündeme gelmesi de bunu kanıtlamaktadır. kafirlerin akıl hocalarından schwally, hz. peygamberin 'kadın düşkünü' olarak asla değerlendirilemeyeceğini söylerken, haleflerinin düştüğü acizliğe bakınız.
1400 sene önce yaşamış insanların antropolojik ve fiziksel değerlerinin günümüz insanlarından farkı bir tarafa, islam'ın oluşturmak istediği 'ideal toplum' imajının ilk nüveleri o dönemde atılmıştır. şu vecihle;
islam'da regl olmamış kadın, çocuk kabul edilir; regl olan ise ergin. o dönemde cahiliyye toplumunda insanlar kabe'yi çıplak tavaf ederlerdi, oğul, babası ölünce anasıyla sevişebilirdi, nikahlanabilirdi, bu da normal görülürdü. bunun için annesini kaçmadan kovalaması ve üzerine siyah örtü atması gerekirdi, bu yeterliydi. böyle bir toplumdaki fuhşiyat nedeniyle, cinsel uyaranlar insanlara hakim olmuştu ve insanlar çok erken yaşta erginliğe ulaşıyorlardı, cinsel yönden. işte islam, getirdiği prensiplerle bunu önlemeye çalıştı. normal bir toplumda cinsel erginliğe 14-16 yaşları arasında ulaşılması gerekirken; o dönemde arabistan'da bu yaş 6-8 idi, günümüzde de 12-13 civarındadır.
eğer islam'a uygun yaşansa, dünyada hiçbir yerde tek bir çocuk istismarı dahi yaşanmayacağı gün gibi aşikardır!
buharî hadislerine iman eden ateistin, şu buharî ve müslim'den müttefekun olarak nakledilen HADiSi DE iMAN ETMESi LAZIM GELiR:
--spoiler--
Buhârî ve Müslimin rivâyetlerinde ve Mevâhib-i Ledünniyyede Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Aişeye şöyle buyurdu: Seni üç gece rüyada gördüm. Bir melek ipek kumaşa sarmış (Bu senin hatunundur) dedi. Ben de yüzünü açtım ve Eğer Allah tarafından ise Cenâb-ı Hak imza eylesin dedim. Yani eğer rüya rahmani ise Allahü teâlâ müyesser kılsın demektir. Tirmizînin beyanına göre: Cebrâil (a.s.) Peygamberimize yeşil bir ipek içinde Hz. Âişenin suretini getirdi ve Bu senin dünyâda ve âhirette hâtûnundur buyurdu.
--spoiler--
