45.
-
şafak sezer in gezi olaylarına verdiği destekten sonra, şaşırtan durumdur. evet kınanmalıdır, evet sorgulanmalıdır,
ayıplanmalı da belki ama biz bir tek şafak sezer i görüyoruz. kimler satmadı ki firavuna kendini.
bir de şafak sezer açısından düşünürsek; siz eğer tanınan bir insansanız ve toplumda bir yeriniz varsa ve siz o
toplumu etkileyebiliyorsanız, inandırabiliyorsanız işte o zaman yöneticiler tarafından en çok korkulan kişi
oluyorsunuz. ve eğer o yöneticiler size; aş yok, ekmek yok artık sana yada hapse girersin gibi kibarca tehtidler
yaparsa ve aileniz, düzeniniz varsa; o zaman hiç bir şey umrunuzda olmaz. yalaka olmak da, satılmış gibi görünmek
de ayıp olmaz çünkü neticede insansındır. ha durumlar daha farklı da olabilir. bunlar tahmin sadece. fakat bir insanın
konuşurken ne söylediğine değil, nasıl söylediğine bakmak gerekir. inanarak konuşmadığını görürseniz, konuşurken
eli ayağı titriyorsa, sesi titriyorsa, söylemek için söylediğini anlıyorsanız o insan mecburiyetten ya da korktuğundan
yapıyordur demektir. korkmak da ayıp değildir. biz de mecbur kalabilirdik.
not: şafak sezer in bu tavrını tabi ki tasvip etmiyorum. savunmak için de konuşmuyorum. ama' kula kulluk eden' bir
tek o değil bilmem anlatabiliyor muyum? bizim artık biraz da görüneni değil, görünenin ötesini görmemiz ve
göstermemiz lazım.