lamba titredi
bir gece vakti
ellerim, ellerim
titrediler
bir sigara nöbeti
bir sancılı beşik
bir tenhalık
sonra bilmemne fenalık
çöktü üstüme gece
şehrin üzerine çökermiş gibi
kaldı, gitmedi
bitti dedim kaç kere
bitsin dedim sessizce
kesmedi piç sesini
bitmedi, bitmedi
suya boğdum,
ateşe attım,
şarampole yuvarladım
an geldi,
şah damarını kestim
o kesmedi sesini
oradaydı
ben biliyordum
ellerimi titretiyordum
ıslığımı ısıtıp, ısıtıp
dudaklarımı, bıyıklarımı
durmaksızın kemiriyordum
uykularım kaçıyordu
uyumuyordum
çok çok sızıyordum
en olmadık yerinde gecenin
sen aklıma geliyordun
hem en olmadık yerine geliyordun
üşüyordun
saçların ıslanmıştı
gümrah sularında çağlıyordun
aklımın her köşesini
avucunun içi gibi biliyordun
sen vardın
orada yatıp kalkıyordun
sefildin
kimsesizdin, çaresizdin
kamp kuruyordun
geliyordun,
günlerce gitmiyordun
sonra en olmayacak yerlerine
saklanıyordun
kirpiklerin ıslanmıştı
kirpiklerin de gümrah suları gibi
aklımın, yıka döke çağlıyordu
dikenleri ellerine batıyordu
ne düşünsem yüzü sana bakıyordu
sonra sabah oluyordu
ben gene kalkıp da işe gidiyordum
uyumuyordum, uyanmıyordum erken
sonra güneş geliyordu tepeye
ben seni görüyordum
kapalı caddede yürüyorsun,
arkandan koşuyorum
yetişemiyorum
sen, benim geldiğimi biliyorsun
kalabalıklar arasında kayboluyorsun
birden kayboluyorsun
yoksun ama sen yoksun
ama ben yoksun
sonra saçlarının suyu sızıyor
sokak aralarında kadınlar
renkli halılarını yıkıyor
çocuklar misket,
büyükler türlü iskambil oyunlarını
bense aklımla oynuyor, oynuyor
oynuyorum
bir kitap alıyorum sonra
başlarken bitiriyorum
birkaç sayfa okuyorum
saçları ıslak bir kahraman
bana, seni çağırıyor
korkuyorum,
kapağını kapatıyor
tek tek yakıyorum
bütün sayfalarını
önlü arkalı
saymıyorum, saymıyor
gelme aklımın en olmayacak yerine
uykularımın en derinine
düşüncelerimin sonlarına, önlerine
üşürsün, saçların ıslak
nefesini derin derin tutarak
parmaklarının uçlarına basarak
gelme
üşürsün