herhangi bir hayali olmayan insan

entry67 galeri
    21.
  1. destur...

    içi geçmiştir ya da yanılıyordur. her ikisi de eşit ihtimal ve anlamanın bazı yöntemleri var.

    hayır, insanın dili hiç bir zaman doğru söyleyemeyecek kadar eğridir, kendimize bile ne yalanları yutturuyoruz yeri geldi mi. ama hep bi yere kadar.

    hayallerimi eskiciye verdim ben. bir servet ödedi resmen, içim geçti önce. arabaya yükledi, götürdü şehrin hurda mezarlıklarından birine. sonra biraz daha içim geçti.

    artık hayal dahi kurmamaya o kadar kararlıydım ki aslında. sonra içim daha da geçti. yaşlandım ve yaşayarak daha da yaşlanacaktım bu kırık hayaller mezarlığı manzaramda, umudum bu yöndeydi. birinin daha kafasını karıştırmak, birinin daha tırnak izlerini sırtımda taşımak büyük, çok büyük bir yük olacaktı artık. vazgeçtim o yüzden. hem zaten öyle büyük büyük hayaller kurmaktan çocuk yaşta vazgeçmiştim, ümidimi tehdit ediyordu puştlar sonra büyüklükleriyle.

    sonra biraz daha içim geçmiş. ben, sonradan öğrendim bir ifade tutanağından okuyarak. hem geldiği gibi yaşamak pek yorucu da gelmiyordu kulağıma. hem neden gelsin ki basit herşeyden önce.

    sonra yanıldım içim geçerken. son baharda kuruyan ağaçlar gibi yeşerdi hayaller göz bebekleriyle beraber. sonra içim geçti ben yanılırken. sonra korkuların varlığına şahit oldum, neslimiz için. türümüz için varlardı resmen ve en adi yöntemlerle tehdit ediyorlardı en basit hayallerimizi bile yeri geldi mi.

    içim geçti sonra. sonra hayaller geçti göz kapaklarımdan yeniden. sahi şu uçurumun kenarındaki cılız dala tutunmak da bir yere kadar geçerliydi hayatta kalmak için, manzarası da güzeldi; kabul. ama sonra kırılmayacağı ne malum? kırılırdı, içim geçerdi sonra ve sonra bedenim de içimle bir geçerdi, elimde kalırdı dal. ağırdım, karanlıktım şairin dediği gibi.

    hayallerimi bir eskiciye verdim. eskici, onlara karşılık bozuk bir gramofon verdi. gramofonu tamir ettirme hayalleri kurdum, sesi de güzeldi hem. ben severdim. ama bozuktu işte bi sebepten... belki vaktiyle yanlış plakları çalıp durdu. kırk beşlikler belki de hiç ona göre değillerdi.

    içi geçti gramofonun, yanılıyordu aslında tüm olan bu. aslında doğru plaklarla doğru akşamlara yayılabilirdi sesi, belki. farkında değildi ama hala hayat doluydu.

    içi geçti sonra. sonra plak çaldı, içim geçti.

    artık yanılıyorsam da geçti içim. geçtiyse de içim, yanılıyorum.

    hayallerimin içi geçtiler artık yanılmaktan...
    0 ...