mantı yemek, mantı'dan anlamak önemli bir iştir. mantı'yı çok restoran, lokanta, hanım-eli işi yerlerde yapıyorlar.
mantı dediğin birkere kıyma görünümlü soyaların 1 x 1 cm lik milföy hamurunun içine sıkıştırılmasıyla yapılmaz, yapılamaz. bu mantı'nın ruhuna aykırı, mantı'ya ve mantı severe yapılmış bir hakarettir.
mantı dediğin pahalı olur. çünkü mantı'nın içerisine 100% dana etinden 2 kere çekilmiş kıyma konur. hamuru el emeği göz nuru şefkatle açılıp özenle oranlı baklava şeklinde parçalara bölünüp, kıyma her birinin içerisine eşit miktarda dağıtılır. mantı dediğin öyle suya atınca 5 dakika kaynayınca yemeğe hazır olmaz. yavaş yavaş 15 dakikada pişer. kaynadıktan sonra tencerenin içerisinde açılmamış ve kıyması dışarıya çıkmamış mantı arıyorsan o mantı değildir. onun kapatması da ayrı bir sanattır. mantının yoğurdunu yapmak da özen ister. 2-3 dişte fazla olmamak şartıyla sarımsakları ince ince doğrayıp, o şekilde yoğurdun içerisine karıştırmak gerekir.
amma velakin ben mantıyı sıcak sıcak kaynar suyu yeni süzülmüş halinin üzerine yoğurt koymadan, yani soğutmadan ve muhakkak pul biber, isot ve karabiberle hazırlanmış kızgın tereyağını üstüne ekleyerek, yoğurdunu da yanında her 1-2 mantı tanesiyle birlikte kaşığıma alıp yemeyi severim...
işte budur mantının bende bıraktığı o iştah açıcı etki. nam nam nam.
