telefon çalıyordu, arayan eylem'di. Açıp açmamakta kararsız kaldı rüzgar. Olumsuz cevap almaktan korkuyordu. Cesaretini topladı;
+Eefendim eylem.
-kaçta buluşuyoruz?
+bilmem kaçta uygunsun?
-8'de al beni.
+tamam.
-tamamda nereden alacaksın dedi gülerek eylem.
+bilmem, dünkü barın önünden alayım istersen.
-tamam, görüşmek üzere o zaman.
+görüşürüz.
Hazırlanmaya koyuldu rüzgar. gidip duş aldı, saçlarını kuruladı. takım elbise mi giyseydi? hayır olduğu gibi görünmeliydi. kotunu giydi, üzerine de mavi bir t-shirt. aynada kendine baktı son bir kez ve dışarıya doğru yöneldi. Yine sıcak bir gündü ama önceki günler kadar bunaltıcı gelmemişti ona. arabasını çalıştırdı. tam 8'de barın önündeydi, gözleri eylem'i aradı. oh, evet oradaydı. kırmızı elbiseyle daha bir ihtişamlı duruyordu. arabayı eylem'in yanına yanaştırdı. Arabadan dışarı çıkıp, kapıyı açtı. ''buyurun hanımefendi'' dedi rüzgar. ''teşekkürler beyefendi'' dedi gülerek eylem. yaklaşık 20 dakika sonra başka bir barın kapısının önündeydiler.
ikisi de şarap siparişi verdi. birbirleri hakkında konuşuyorlardı. ne iş yapıyorlardı, nerede oturuyorlardı, nereliydiler? gitgide daha samimi davranmaya başladılar. eylem başının hafif döndüğünü fark etti. rüzgar'da hiç bir şey yoktu. oh, saat neredeyse 12ye gelmişti. ikisininde yarın işe gitmesi gerekiyordu. ''kalkalım mı?'' dedi rüzgar, istemeyerek de olsa. ''evet, kalkalım'' dedi eylem. derin bir nefes alıp ayağa kalktı, rüzgar'a hissettirmemeye çalışıyordu sarhoşluğunu. anlamıştı rüzgar ama oda bozuntuya vermedi. Taksi çağırdılar, ''ama araban?'' dedi eylem. ''boşver yarın gelip alırım'' dedi, hafif gülümseyerek. ilk olarak eylem'in evine yöneldi taksi.
-kahve içmeye çağırırdım ama maalesef kahve yok evde dedi gülerek.
+başka zaman artık
-hmm, evet başka zaman.
taksi eylem'in kapısının önüne geldiğinde rüzgar hafifçe eğildi, yanağından öptü eylem'i. ''iyi geceler'' dedi sessizce. ''size de iyi geceler beyefendi'' dedi gülerek eylem.
