koçumun solcusu

entry9 galeri
    9.
  1. algıya bağlanabilecek bir düşünsel aymazlığın ürünü olan yakıştırmadır.

    hani "tayyip'in müslümanı" olunca kişi, dünyanın hemen her coğrafyasında uzun yıllardır varlığını bir şekilde sürdürmekte olan ve belki yazıldığı gibi yaşanmayacağı bilinmesine rağmen uğruna şarkılar söylenen bir sosyal planlama için de "bilmemkimin bilmemnesi" yakıştırması yapabiliyor.

    şimdi işin, detayına girmek gerekirse şayet "koç" ve benzeri aileler bu ülkenin öteden beri hep "kallavi" aileleri olarak varlıklarını sürdürmüş ve bir şekilde ülke genelinde de belli imtiyazları, sonuna kadar kullanmışlardır. tek başlarına değillerdir, ayrı mesele. oraya girersek yaşı büyük olan abilerimizin, körelmiş kalpleri harekete geçer; gerek yok bence iyiler bu halleriyle.

    şimdi kişi, birazcık olsun terminoloji bilgisine sahip olsa idi şayet zaten böyle saçma bir yakıştırmayı yaparken altını iki yarım cümleden fazlasıyla doldururdu. üzgünüm, gerçek olan budur; alınmaca yok abicim.

    bilindiği üzere sosyolojinin babası olarak kabul edilen adamlardan bir tanesi şu dünya çapında "çok satan" metninde şöyle diyor "her yönetim, kendi burjuvasını oluşturur" yani bu ne demek? bugün, çalık holding de yıllardır pazardaki faaliyetlerini sürdüren "koç" ile aynı ihalelere teklif verebilir hale gelmişse şayet; kelepir fiyattan ve veresiye alabildiği liman sayesindedir(birazcık araştırma yapman gerekecek burada).

    ve bu da bir yerde gene "solcu" dediğin ve bu şekilde aşağıladığını düşündüğün kimselerin, gayet iyi bildikleri bir hadisedir; darısı bilmeyenlerinin başına.

    tekrar konumuza dönecek olursak şayet; eylemleri sadece solculara maletmek gibi bir çıkmazı açıklamak için terminolojiden bihaber olmak dahi yeterli ve geçerli bir sebep gibi görünmüyor bana. daha çok beynin, düşünsel faaliyetlerini kaybetmesine bağlanabilir, uzman görüşü bu konuda bana göre önemlidir.

    gezi parkı olaylarında solcular yoktu demiyorum, çarpıtma çabana bir engel olarak bunu peşinen belirteyim. o eylemlerde, mhp tabanından da pek çok kişi vardı devlet başganın "şu andan itibaren ocak dışısın" tehdidine aldırmaksızın. he size göre "kurmaca" olduğu aşikâr olsa da orada gerçekten geçmiş yıllarda ak parti'ye oy vermiş onlarca, yüzlerce insan da vardı. he belki yarın gidip gene ak parti'ye oy verecekler şahsi yaşantılarındaki etkileri ve ticari bağlantıları sebebiyle. belki de "mış gibi yapmak" dediğimiz eyleme imza atacaklar ve refah partisinin günümüzdeki devamı niteliğindeki saadet partisi'ne oylarını verecek ama arkadaş çevrelerinde "ak parti seçmeni" rolüne bürünecekler, ayrı mesele gene. bu konuda siyaset bilgisi sınırlı bir adama uzun izahatlarda bulunmak, haddim ve tahammülüm için biraz fazla gelir sanıyorum.

    şimdi konuyu toparlamak gerekirse kısaca;

    koç ailesi bu eylemleri desteklemiş olsa dahi,
    eylemlere katılan solcular bu destekten yararlanmış olsa dahi,

    bana kalırsa bir ülkede "ben herkesin başbakanıyım" diyen bir adamın çıkıp da bu aileyi ve türkiye'nin belki de en köklü grup şirketini hedef gösterme çabası, dişlerini sıkarak hesaplaşma kelamları etmesi emin ol daha gariptir. dünyada bir örneği yoktur bunun, araştırınız gene güzel abileri, sonuçlarını pek sevmezsiniz ama gene de azıcık gayreti hakediyor bence.

    ve daha garip olanı da özdemir sabancı suikasti ile koç ailesi arasında dolaylı yoldan bağlantı kuracak kadar ileri derecede şizofren olmaktır ama başbakanda gördüğümüz kadarıyla "henüz" yok böyle bir durum.

    he belirtmeden geçemeyeceğim göt kılı olmaktan kaynaklı bir eğri-büğrülük mevcut bu nitelemede. zira sadece solcuların eylemi değildir sokaklardaki.
    0 ...