Çekingen tavırlarıyla dikkat çekerdi. Uzun yılların temeline oturtulmuş sağlam arkadaşlıklarında bile yoğun bir samimiyet hakim değildi. Sosyofobisi yoğun olmasa bile soğuk bir tipti. Yinede konuşmaya başladığınız zaman eğer konuştuğu kişiye ısınırsa susmak bilmez her konuda bilgili olduğunu gösterirdi.
Şafak söküyordu, akrebi yelkovana prangalayan kuvvet uyumasına mani olmuştu. Perdeyi araladığında uykusuzluğunu işine yetişmeye çalışan birkaç adamla birkaç sarhoşla ve tin tin ilerleyen birkaç uyuz itle paylaştığını gördü.
Uykunun uykulu olduğunuz zaman kılınması gereken bir fiil olduğuna inanırdı, uyumak için insanın kendini zorlamasının yersiz olduğunu düşünürdü. Bu fikrine öylesine sıkı sarılmıştı ki inanın günlerdir uyuyabildiği dakikalar eğer yüksekten dengesini kaybedip düştüğü anlık uykuları saymazsak saati bile bulamazdı.
Gökyüzü parlament tonlarını takınırken bir kıyı bistrosunda oturdu, ciddi ifadesini hiç bozmadan çayını yudumluyordu. Gözü çapraz masada ağlayan kadına ilişti. Bistroda zaten ikisi vardı. Sosyofobinin insan üzerindeki etkilerinden biride diğer insanlara bi faydanız olması gerektiğine ruhunuz inanmıştır. Kabullenilme arzusunun bi sonucu bu kesinlikle!
Cebinden mendilini çıkardı, kadının önüne sanki beslemekten zevk alınan ama aslında varlığından korkulan bi aslana yem atar gibi mendili attı. Daha sonrasında bunun kadın tarafından tanışma vesilesi olarak algılanabileceğini fark etti zira peçetelikler zaten mendil doluydu.
Beklemediği bi tepki alacağını tahmin etmişti. içinden geçen kadının yüzüne bakıp anlık bi yapmacık gülümsemeyle teşekkürünü dile getirmesiydi. Aksine kadın kahve fincanını alıp adamın karşısına oturdu. Adamın içinde iç gıdıklayan kusmaya yakın bi his oluştu. Yo hayır kadından etkilenmemişti, sadece bu tarz bi tepki beklemiyordu. Beklide sevgilisinden ayrılmış ve karşısına çıkan ilk adamla onu kıskandırmaya karar vermiş bi kadındı bu düşünce adamın beyninden hızla geçen düşüncelerden en uzun t akılı kalanıydı. Senaryo yazmayı severdi hayatının her anının tanrı tarafından senaryolandırılmış bi tragedya olduğuna inanır diğer insanlarınkinin de ne olabileceği konusunda fikirler yürütürdü.
Bu arada çayını yudumlamaya devam ederken başını kaldırıp kadına göz teması bile kurmamıştı, kadının karşısına oturduğunu baharatımsı kokusundan anlamıştı bile diyebiliriz.
... to be continou