bugün babamlara alışveriş yaptım, aldıklarımdan birisi de çilek reçeli ki çok severim kendilerini.
eve geldiğimde babam, ablam ve 2 adet kuzen vardı. annem ise hasta olduğu için yatağında yatıyordu. annem dahil 6 kişiydik yani. diğerleri annemin yanında otururken ben mutfakta çilek reçelini aldım, 1 dilim ekmek çıkardım sürüp yiyicem. ziyadesiyle heyecanlıydım o an. *
uğraştım uğraştım yok. reçelin kavanozu açılmamakta direniyordu. bizimkilerin yanına gittim açmayı orda denedim ama gene açamadım. kavanozu annem isteyince ''dur bi anne ya'' dedim.
erkek kuzen aldı kavanozu. alırken de artisliğini yaptı tabi. ''ulen bi de güçlüyüm diye geçinirsin ver de göstereyim kavanoz nasıl açılırmış'' o da uğraştı uğraştı, şekilden şekile girdi ama açamadı.
ablam atladı olaya. kavanozu alırkende dalga geçmeyi ihmal etmedi tabi. ''bi de erkek olacaksınız he. bi kavanozu açamıyonuz erkeğim diye geziniyonuz'' o da fazlasıyla çaba gösterdi açamadı.
o sırada annem gene istedi kavanozu ama hep bir ağızdan ''dur bi ya hasta hasta ne kavanozu'' dedik.
diğer kuzen zıpladı alaycı bir ağızla. ''en zayıfınız benim şu halimle açayım da havam olsun'' onun da tüm çabaları boşa gitti tabi. bizim açamadığımızı o nasıl açsındı?
annem bir kez daha istedi kavanozu ama bu sefer cevap bile vermedik ona.
babam kavanozu alırken bi ton laf yedik tabi. ''bi de genç olacaklar şunlara bakın hele. aaah ah ben gençliğimde taşı sıktığımda suyunu çıkarırdım. sizin içiniz kof'' evirdi çevirdi ama o da beceremedi.
tekrar ben aldım kavanozu bacaklarımın arasına falan sokup çevirdim, bezle denedim ama nafile. açılmıyordu ibne kavanoz.
annem bağırdı artık ''ver şu kavanozu'' diye. ''al be al gönlün olsun''
kavanozu eline alan annem son 6 ayda beyin kanaması yüzünden 3 ameliyat geçiren ve kalkıp yürümesine 5-6 ay daha süre olan bir insan. ölümden kıl payı farkla kurtulmuş bir insan olan annem yumuşak bir çevirmeyle kavanozu açıverdi. ağzı açık ayran budalası gibi kalmıştık 5 kişi.
ben : anne?
kuzen : yenge?
diğer kuzen : oha yenge?
ablam : nasıl yani anne?
babam : sema? iyileşmişsin sen?