hayata küskün ama karakterli insan olmanın yolu

entry20 galeri
    14.
  1. Kırık hayallerimiz kadar kırgın kalplerimiz çok çok. Hayat, bir isyan çığlığı atarcasına, bir kadının dudaklarını öpercesine hesapsız yaşadığımız.

    oysa ellerimizi uzattığımızda dokunabileceğimiz kadar yakın ilk sigaramız, ilk yudum şarabımız ve çocuksu sevmelerimiz. ellerimizi uzatsak dokunacak kadarız gidenlerden, geriye kalanlara. bir kaç rengi solmuş fotoğraf ve birkaç tozlu anı mevduat hesaplarımızda.

    cesaret, en çok da yalnızlık anlarımızda ihtiyaç duyduğumuz ve ellerimiz titreye titreye çekmecelerimizi karıştırırken yegâne aradığımız. cesaret, bir elin hiç yapmaması gerekeni yaparken kuşandığı gibi bir cesaret. bir gözün, hiç bakmaması gerekene kırpılmaksızın bakarken kuşandığı gibi. bir dilin, hiç denmemesi gerekeni derken sulandığı gibi bir cesaret.

    şimdi zırhımı çıkartıyorum, vestiyere asacağım belki. belki de sandalyeye atacağım. yorgunluğumu aşkındır kırgınlığım ama susmayacağım tüm yanlış dediklerime karşın. hayat, gene beni yanlış anlayacak ama varsın anlasın. artık umrumda da değil zaten, açıklama yapmıyorum çok zamandır.

    bir sünger çekiyorum yarına, hayır düne değil; yarına. evet, böylesi pek görülür değil aslında. yaşanmış olanı zaten geri alacak bir mekanizmamız yok, vermemişler. ama yaşanacak olanı engellemek için öyle donanmış bir haldeyiz ki, en iyi de hayat biliyor bunu. yaşanacak ne varsa engelliyor bir yolunu bulup da.

    pişmanlık mı? hayır, o şey insanın yaptıklarına ilişemeyecek kadar korkaktır aslında. o kendisini hep yapmamış olduklarımıza, yaşanmamışlara saklar.

    küskünüm belki. belki, biraz. ama bilmelisin ve öğrenmelisin ki benim azabım da bu. yapamıyorum, ardımda kalmış olanları başımı çevirip de göremiyorum bir türlü. ya hepten dönüyorum dönmem gerekirse, ya da boynumu yormuyorum hiç yoktan.

    o kadar umrumdasın ki, umursamıyorum bile pek çok zaman.
    0 ...