bugün benimde bizatihi bulunduğum programda kendisi batmandan buraya ingilizce yaz kampı için seçilerek gelen 600 öğrenciyle bir tür muhabbet etmek için bağlarbaşı kültür merkezinde 1 saat konuşmuştur. oradan çıkınca gördüm ki sosyal medya denen -ne idüğü belirsizliğinde artık şüphe etmediğim- o müphem sanal alem yaratık tarafından linç edilmekte.
ah ah... Adamın görüşünü beğenmezsin, dünya görüşünü beğenmezsin, gıcık olursun ama bu kadar da olmaz ki. Adam orada her doğaçlama sohbet eden konuşmacı gibi geldi öğrencilerle muhabbete başlayacak bir şeyler aradı biraz havadan sudan konuştuktan sonra o öğrencileri o konuşmaya katmak için futbol muhabbeti açtı. orada şaka yoluyla bir kaç laf etti sonra o ettiği lafların şaka olduğunu ve fenerbahçe ile beşiktaşında bu ülke için ne kadar değerli ve önemli olduğunu belirtti. bu futbol muhabbeti o konuşmanın %2'sinden fazlasını kaplamamıştır. ve tek maksat oradaki öğrencilerle bir tür muhabbet başlangıcı yapmaktı. o uzun muhabbette değinilen o kadar önemli konunun içinden bu kadar saçma bir şeyin sosyal medyaya taşınması bence sosyal medyanın ne kadar güdümlü ve bilinçsiz olduğunun apaçık bir kanıtıdır yazıktır.
gelelim Hüseyin Avni Mutlu'ya; bugün kendisinden dinlediğim kadarıyla, istanbul hukuk mezunu, Silopi kaymaklığı yapmış ardından siirt vali yardımcılığı ve diyarbakır valiliği yapmış. Anadolulu bir ailenin çoçuğudur üniversite yıllarında dönem içinde okulda olmuş dönem sonunda köyüne gidip saman balyası işiyle uğraşmış. avukatlık stajı yaparken aynı zamanda tatlıcıda çalışmış... işte böyle bir zat.
Tabi bütün iş 'önyargı' meselesidir. Önyargıyla yaklaşıp benim onun yalakası olduğunu düşünerek bunları okuduysan...
