göz olanı görür, olmayanı göremez. ancak beyin kimi patolojik durumlarda olmayanı gördüğünü kurar ki bu bir hastalıktır.
mevcut görüntüleri izleyip linç edilmeye çalışılan bir polis görenlerin, mecbur kaldığından silahını ateşlediğini görenlerin acilen bir hastanenin psikiyatri polikliniğine başvurmasını öneririm.
şöyle bir yanılsama var: madem ki bu eylemlere karşıyım, her şeye bu yargıyla bakmalıyım. ya da madem ki bu eylemlerin yanındayım, her şeye bu gözle bakmalıyım. çok sakat, çok zavallıca.
oysa doğrular ve yanlışlar bir arada olabilir.
mesela; o.ç, köprünün adını falan filan koyun yanlıştır, polise çelik bilyeyle saldırmak, taşlamak, molotof atmak yanlıştır, sokak köpeğinin gözlerini solüsyonla silmek, gaza, bombaya karşı durmak, hak istemek, özgürlük talep etmek doğrudur.
mesela; inandığı lidere sahip çıkmak, desteklemek doğrudur ama eline sopa alıp sokağa çıkmak yanlıştır. kendi için özgürlükler talep edip, buna destek isteyip sonra başkasının özgürlük taleplerini küçümsemek yanlıştır. istediğim gibi yaşayamıyorum diyerek sokaklara çıkmak, buna göre oy vermek doğru, taleplerini elde ettiğinde başkalarının yaşam tarzını düzenlemeye çalışmak yanlıştır.
kendisinin inandıklarının koşulsuz doğru, başkalarının inandıklarının koşulsuz yanlış olduğunu düşünmek yanlıştır.
at gözlüğüyle bakmayın, ethem sarısülük'ü kasten sıkılmış bir polis kurşunu öldürdü. furkan doğan da benzer şekilde öldürülmüştü. biz furkan için üzülmüştük, şimdi ethem için "haketmişti" denilmesi bizi çok üzüyor.
