oldukça adaletsiz bir yöntemdir. aynı şekilde adaletsiz olan başka bir yöntem daha vardır ki o da demokrasinin en temel şartlarından birisi olan check and balance görevini icra edecek kurum ve kuruluşların, örgütlerin ve medya gibi organların büyük kısmını ele geçirerek seçimleri bir formalite ya da hükümeti tasdikleme aracı olarak gören yöntemdir. bu yönetim şekli hiç bir şekilde demokrasi ile bağdaştırılamaz. halkın yeterli çoğunluğu bize destek verdi, istediğimizi yaparız, bize karışamazsınız diyen insanların demokrasi anlayışı hitler, stalin ve mussolini gibi adamların demokrasiye bakışlarından bir adım daha önde değildir. türkiyede demokrasinin ne durumda olduğuna bakmak için ana akım medyayı takip etmek yeterlidir. demokrasi demek, çok seslilik demektir. ancak medyamız, gezi parkı eylemlerinde de görüldüğü üzere, ciddi şekilde hükümet yanlısı bir tutum izlemekte ve de korkak davranmaktadır. yasama, yürütme ve yargının hepsine birden nüfuz etmiş bir iktidarın olduğu ülke, asla "yeterince demokratiğiz elhamdülillah" denilebilecek kıvamda demokratik değildir. ayrıca şunu da belirtmek isterim ki, pinochet eğer bu dönemde (yani 2000li yıllarda) işbaşına gelmiş olsaydı, o da böyle bir rejim kurmak isterdi muhtemelen.